Bölüm 11 Nullum
Bölüm 11: Nullum
Kisaragi’nin yorgun bakışlarıyla, karşısındaki adama gülümsediğini görürüz. Işığın karşısındaki adam, Koichi’dir.
“Çok uzun duramayacağım,” der Koichi, sesi yavaş ama kararlıdır. “Artık yapmam gereken şeyi gerçekleştireceğim.”
Kisaragi, Koichi’nin bileğine nazikçe elini koyar. Bakışları anlamlıdır. “Onun için yap,” der, sesinde geçmişten taşan bir yük, bir minnettarlık saklıdır. Ve sahne, ağır ağır geçmişe kayar…
Koichi, hayatında hiç bu kadar rahat bir yatakta uyumamıştır. Oda sessiz, yatak huzurludur. Ancak bu huzur uzun sürmez. Birdenbire, birinin kapıya tüm gücüyle vurduğu duyulur. Sesler, neredeyse kapının kırılacağı kadar güçlüdür. Koichi, ani bir korkuyla yatağından fırlar. Vücudu ter içindedir. Elleri titreyerek iş kıyafetlerine uzanır. Hızla giyinir, yüzünü bile yıkamadan kapıyı açar.
Karşısında gülümseyerek duran Yousuke vardır. Yüzünde alışıldık enerjik ifade vardır.
“Ow, yanlış zamanda geldim galiba,” diyerek kahkaha atar ve kapıyı Koichi’nin yüzüne kapatır.
Koichi birkaç saniye şaşkınlıkla durur, sonra tekrar kapıyı açar. Gözleri hâlâ yorgun, nefesi düzensizdir.
“Yeni uyandım… Bu odalarda klima yok mu?”
Yousuke içeri girer. Odanın boğucu sıcaklığı yüzüne çarpar. Duraksar, sonra: “Tüm gece bu sıcakta mı yattın?” diye sorar, sesi biraz hayret doludur.
Duvardaki görünmez bir tuşa basar. Duvarın yüzeyinde, gözle zor seçilen küçük noktalar ortaya çıkar. Bu noktalardan serin hava inmeye başlar, oda yavaşça ferahlamaya başlar.
Koichi, şaşkınlıkla etrafına bakınır. “Niye her yerde kullanmıyorlar bunu?”
“Benim icadım da ondan,” der Yousuke, gülümseyerek.
Koichi bu cevabı tam anlamasa da, gülümsemeyle karşılık verir. Yousuke, onun kolundan tutup dışarı çeker.
“Hadi, ilk iş günün. Sana bazı temel şeyleri göstereyim.”
Yaklaşık yarım saat boyunca, beyaz duvarlı odaların arasında yürürler. Bu yapılar sokak gibi uzar. Koichi, nereye gittiklerini anlamaz ama Yousuke’yi takip etmeye devam eder. Bir süre sonra karşılarında devasa, siyah demir bir kapı belirir. Bütün beyaz yapılar arasında bu kapı âdeta bir yara gibidir. Koichi’nin içini aniden bir merak sarar.
Kapının iki yanında, ikiz gibi duran, kel iki iri koruma beklemektedir. Yousuke’nin bakışıyla verdikleri onayla, kapı gıcırdayarak açılmaya başlar. İçeriden mor-siyaha çalan dev bir yapı görünmeye başlar. Yüksekliği dört metreyi bulur. Yapının her tarafında kalın siyah borular dolaşır. Bu boruların içinden geçen sıvı, garip bir parıltıyla hareket etmektedir.
Koichi’nin gözü hemen sol taraftaki keskin köşeli bir depoya takılır. İçindekileri merakla süzmeye çalışır. Yousuke, onun bakışlarını fark eder.
“Hadi gel, etrafı gezdireyim.”
Koichi defterini çıkarır. “Bu nedir?”
Yousuke anlatmaya başlar:
“Buna henüz bir isim koyamadık. Ama içinde insanlığı yüzlerce yıl ileriye taşıyacak bir madde var. Boşluğu mühürlemek için şekillendirilen, taşlaşmış bir hiçlik…”
Koichi kaşlarını çatar. Kafasını yana eğer. Bu söz, ona fazla soyut gelir. Yousuke gülümseyerek makinenin dışına sertçe vurur.
“Bu makine, dünyanın en güçlü yapısını üretmemizi sağlıyor. Bilim insanlarımız, ülke dağlarında yaptıkları bir araştırmada, üç milyar yıl öncesine ait bir mağarada 100 tonluk bir kum buldu.”
Koichi biraz isteksizce:
“Ee? Bu zaten doğada olabilecek bir şey değil mi?”
“Dur, devamı var,” der Yousuke. “Bu kum, mora çalıyordu. Üstelik suyun altındaydı ama ıslanmıyordu. Elini suya batırıp aldığında, hâlâ kupkuruydu. Nişasta gibi ama aynı zamanda hamur gibi istediğin şekli verebileceğin bir kıvama sahipti.”
Koichi defterine hızla notlar alır. Makinenin etrafını dikkatle inceler.
“Bu sıvı… Görebilir miyim?”
Yousuke’nin bakışları ciddileşir.
“Fazla tehlikeli. Sadece görmek bile seni etkileyebilir.”
Koichi’nin keyfi kaçar. Başını öne eğer.
“Kuma istediğimiz şekli verdikten sonra, 1000 derece sıcaklıktaki bu sıvıyla karıştırıyoruz. Ve sonuçta, bir gün içinde ‘Nullum’ dediğimiz bu yapıyı elde ediyoruz.”
Yousuke, cam bir bölmenin önüne yürür. Camın ardında mor renkli bir ateş, bir şeyleri yakmaktadır. Koichi, nefesini tutar:
“Bu ne yapıyor?”
“Mermi yakıyor. Bir savaşta kimsenin durduramayacağı mermiler üretiyoruz.”
Sonra sesi düşer, gözleri uzaklara kayar.
“Bu evrende her şeyin bir nötrleyicisi vardır. Eksi ve artı gibi… Peki bu madde neden var? Doğada, boşluksuz bir yapının bulunması… Neye hizmet ediyor olabilir?”
Kısa bir duraksamadan sonra gülümseyerek:
“Neyse, boşver.” der ve umursamazca yürümeye devam eder
Koichi arkasından şaşkınlıkla bakarak içinden tam bir aptal diye geçirir, defterine not alırken Yousuke’nin ne kadar ilerlediğini fark eder.
“Bekle!” diye bağırıp tüm gücüyle koşar
Yousuke, durmadan devam eder:
“Bu Nullum’u yok edebilecek tek şey, bizim ürettiğimiz rezonans çözücü.”
Koichi soracak gibi olur ama Yousuke elini kaldırır:
“Fazla karmaşık. Hiç sorma.”
Bir kapının önündedirler. Kapı devasa ve ağırdır. Açılması dakikalar alacak gibidir.
“Şu yandan sıvışsak içeri, olmaz mı?” der Koichi.
Yousuke gülümseyerek başını sallar. “Saçmalama. Bu çok havalı olacak. İzle.”
Kapı yavaşça açılır. Ardında sadece yüz adımlık, taş bir merdiven uzanır. Koichi içinden “Harbi bu muydu?” diye geçirir. Ama yine de sessizce Yousuke ile birlikte merdivenleri inmeye başlar. Yousuke konuşmaya devam eder “Göreceğin yer hakkında daha ne yapacağımızı bilemiyoruz. umarım gelecekte düzgün bir işlev bulabiliriz. Buna inanıyorum” der ve aşağıya inerler
Merdivenlerin sonunda büyük beyaz bir kapı belirir. Kapı okuttukları kart ile hızlıca açılır içerisi 800 metrelik bu alan, Nullum odaları inşa edilmeden önceki derin altyapıdır.
Yorumlar
(0)Bölüm Nasıldı?
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!