Bölüm 12 Yanık
Bölüm 12: Yanık
Nullum odasının içinde, sessizliğin ortasında Kisaragi ve Koichi karşı karşıya oturuyorlardı. Koichi, sesi neredeyse fısıltı gibi çıkan bir tonla, enerjisizce sordu:
“En çok pişman olduğum şeyin ne olduğunu biliyor musun?”
Kisaragi tavana bakar, parmaklarını şıklatarak düşünmeye çalışr. Ama cevapsızlık, sessizlikte yankılanır. Öne doğru egilir, Koichi’ye bakar ve merakla sorar:
“Ne?”
Koichi güzlerini kısarak yanıtlar: “Sorgulamamak.”
Kisaragi hafif bir sırıtmayla cevap verir: “Çok haklısın dostum. Yapacak bir şey yok. Ben artık buradayım.”
Ve böylece sahne yeniden geçmişe kayar.
—
Koichi ve Yousuke, kompleksin yemek bölümündeki beyaz masalardan birine oturmuş, ellerinde tostlarla kahvaltı yapıyorlardı. Yousuke, her zamanki gibi çenesi düşümüş halde, tostunun kaşarını uzata uzata anlatıyordu:
“Biliyor musun, şu tostta en sevdiğim şey ketçap. Tost daha kızarmadan önce ketçabı koyuyorsun, öyle makineye atıyosun. Sıcak sıcak… Bayılıyorum abi.”
Koichi kısık bir kahkaha ile karşılık verir. “Oha be! Yok ya, ben sossuz severim.”
Ardından şiddetli bir ısırık alır ama ağzının içini yakan sıcaklıkla kıvranır. Yousuke bu hali görünce kahkahalarla güler.
Yemekhanedeki bazı görevliler fısıldar: “Patron bu ara bu çocukla çok takılıyor… Normalde odasından hiç çıkmazdı.”
Tam o anda, Yousuke’nin babası, başkan, sessiz ama belirgin adımlarla içeri girer. Elleri cebindedir, iri yarı değildir ama varlığıyla ortamın havasını değiştirir.
Yousuke, babasını görünce tostunu bir kenara koyar. Yüzündeki gülüş kaybolur, yerini soğuk bir ifadeye bırakır. Başkan masaya vardığında, Yousuke sert bir sesle:
“Ne var?”
der. Koichi hemen ayağa kalkar, selam vermek için eğilmek üzereyken Yousuke elini kaldırarak aşağıya doğru hareket ettirir, oturmasını işaret eder. Yousuke gözlerini babasından ayırmaz.
“Buralarda takılmıyorsun. Odana geç,” der babası.
Yousuke ayağa kalkar. “Artık 12 yaşında bir çocuk değilim. Burası benim. Ne istersem yaparım. Seni yaşlı moruk.”
Babası tam bağıracakken, bir koruma araya girer.
“Tayo Bey!”
Tayo sinirle döner: “Ne var?”
Koruma, başını eğer: “Özür dilerim efendim, ama herkes dışarıda sizi arıyor.”
Tayon tehditkâr bir ifadeyle: “Yalan söylüyorsan kovulursun” der ve arkasına bakmadan hızlıca uzaklaşır.
Koichi, Yousuke’ye bakar: “Dostum, ne oldu?”
Yousuke öfkeyle: “Aptal moruk,” diye homurdanır. Ardından ayağa kalkar. “Gel” der.
Hızlı adımlarla Yousuke’nin ofisine giderler. hızlıca koltuğa otururlar. Yousuke konuşmaya başlar:
“Aptal herif. Hiçbir zaman babalığını yapmadı. Tek derdi her zaman sadece işi oldu. Annem onun yüzünden harap oldu. Sanki bana bir şey bırakıyormuş gibi, bu yeri kurmama yaratmama izin verdi, sanki onsuz yapamayacakmışım gibi “
Koichi başını sallar. “Ben babamı hiç tanımadım. Ama aileme iyi bir baba olmak için her şeyi yaptım.”
Yousuke ona bakar, gülümser: “Ben senin gibi olamam. İşi için her şeyini vermiş bir deli olarak, yalnız başıma öleceğim.”
Koichi, Yousuke’nin koluna vurur. “Hadi oradan be. Yalnız olmazsın.”
Yousuke, ilk kez içten bir kahkaha atar.
—
Yaklaşık dört ay geçmiştir. Koichi’nin odasında yerde kart oyunu oynamaktadırlar. Yousuke her el hile yapmaya çalışır; Koichi ise her hilesini yakalayarak Yousukeyi azarlar. Bir yandna konuşmaktdırlar
“En zoru neydi biliyor musun?” der Yousuke. “Makinenin süper dayanıklı olması gerekiyordu. Nasıl yaptığımı hâlâ anlamış değilim, Kim bilir kaç yıl bunun için uğraştım.“
Koichi hızla ayağa kalkar. “İlk gittiğimizde gösterdin ama sonra bir daha göstermedin. Bir kez daha gidelim. Neler var, bakalım.”
Yousuke onaylar. “Eğer bana bir şey olursa tüm bilgileri bir yere kaydedersin.” Der gülümseyerek
İkisi birlikte sesli güler. Hızlıca yola çıkarlar. Beş ayın ardından Nullum alanına vardıklarında Koichi heyecanla kapının açılmasını bekler, kapı açıldığı gibi içeri sıvışarak etrafı inceler. Her detaya hayranlıkla bakar. Depoyu görevlilere açtırır. Kumlar bir bütün olarak beton gibi gözükmektedir ama minik tanelerdir. Koichi dokunmak için elini uzattığında Yousuke eline vurur.
“Sakın, dostum. Bu maddeler, dokunduğun an seni öldürecek ısıya ve Nükleer enerjiye sahip.”
Omzunu silkeler ve gülümseyerek devam eder: “Korkma Nükleer enerji, bize zarar vermez, sonuçta ben yaptım.”
Koichi içinden düşünür: “Ne kolpa sıkıyor ya…”
Yousuke iç çeker. “Offf Koichi! Sen çok yazıyorsun, ben sıkılıyorum.” der ve Koichinin elinden hemen defteri alır ve
Defteri incelemeye başlar: “Bak, bu neredeyse dolmuş. Sana bir flash bellek vereyim. Oraya yaz.”
Koichi’nin elinden defteri alır. “Her anın kıymetini bilmelisin.”
Yousuke iç çekerek. “Pf, tamam. sen yazmaya devam et”
Yousuke Özgüvenli bir şekilde heyecanla gösteri yapar gibi boruları anlatır. “Fazla karmaşık ve fazla gözüküyor olabilriler ama her borunun kendi içerisinde bir anlamı var.”
Sonra sessizce Koichinin kulağına yaklaşarak: “Aslında gösteri olsun diye yaptım. Bir boru bile yetiyor.”
Koichi kahkaha atar. Yousuke: “Ama bu illetler bana çok masrafa patladı,” der ve boruya vurur.
Ama vurduğu yerin vidası gevşektir. Borudan fırlayan sıvı, Yousuke’nin üzerine dökülür. Asidik sıvı, saniyeler içinde tüm vücudunu yakar.
Koichi’nin gülüşü donar. Gözleri büyür. Yerde hareketsiz yatan Yousuke’ye bakar.
Görevliler koşarak gelir. Koichi yanına gitmek üzereyken onu tutarlar.
“YOUSUKE!!” diye bağırır.
Ama gecikmiştir…
Yousuke, orada, Koichi’nin gözleri önünde yanarak ölmüştür.
Yorumlar
(0)Bölüm Nasıldı?
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!