Bölüm 13: Çatlağın Öfkesi
Bölüm 13: Çatlağın Öfkesi
Ley Çatlağı Vadisi’nin gizli kampı, Sylas Morvaen ve yoldaşlarını bir an için sarmalamıştı. Ferrakin çadırlarının metalik parıltısı, Insari ateşlerinin sıcak ışığıyla karışıyordu. Umbrael gölgeleri, kampın kenarlarında dans ediyor, sanki vadinin kaotik manasına bir cevap gibi titreşiyordu. Sylas, Yasaklı Bilgelik’in kitabını belinde hissediyordu; ağırlığı, hem bir yük hem bir güçtü. Kolundaki rün, hafifçe nabız atıyordu, ama Thazarun’un fısıltısı, şimdilik sessizdi. Ancak Sylas, tanrının geri döneceğini biliyordu.
Lirian, yanında duruyordu, asasından sızan mavi ışık, yorgun yüzünü aydınlatıyordu. “Bu insanlar… bize güveniyor,” diye fısıldadı, gözleri kampın etrafındaki savaşçılara kaydı. Ferrakinler, mekanik silahlarını onarıyor, Insari psikikleri, meditasyon halkalarında toplanıyordu. Birkaç Umbrael kalıntısı—gölge büyücüleri—karanlıkta bekliyordu, gözleri Sylas’a kilitlenmişti.
Kael Mordane, hasarlı zırhını tamir ederken, “Onlar, umutlarını sana bağladı, Gölge Büyücüsü,” dedi, sesi metalik bir tınıyla. “Aetherion, yaklaşıyor. Serein Valen, yalnız gelmeyecek.”
Sylas, kaşlarını çattı. “Serein’in vizyonda gördüğüm gölgesi… o neydi? Aetherion’un lideri mi?” Nyra’nın vizyonu, zihninde hâlâ yankılanıyordu: Mavi parıltılı kuleler, yozlaşmış bir aristokrat, büyüyü emen bir varlık.
Nyra, sessizce yaklaştı, elini Sylas’a uzattı. Zihninde bir görüntü belirdi: Aetherion Spire’ın tepesinde, bir kadın—uzun, siyah cüppeli, gözleri safir gibi parlıyordu. Archon Elyria, Aetherion’un yüksek büyücüsü. Mana hatlarını emen bir ritüel, dünyayı kurutuyordu. Ve Serein, onun kılıcıydı. Görüntü soldu, Nyra’nın gözleri, bir uyarıyla Sylas’a kilitlendi.
“Elyria,” diye mırıldandı Sylas. “O, Yasaklı Bilgelik’i istiyor.” Kitabı hissetti, rünler, parmaklarının altında titreşti. Güç, içinde akıyordu, ama Thazarun’un gölgesi, hâlâ bir tehdit gibiydi.
Kael, başını salladı. “Evet. Elyria, gök büyüsünü tanrılaştırmak istiyor. Ama mana hatları, dengesiz. Senin gücün, bunu durdurabilir.”
Lirian, asasını sıktı. “Ama nasıl? Aetherion’un ordusu, çok büyük. Biz… bir avuç kaçak.”
O an, kampın kenarından bir bağrış yükseldi. Vadi, titredi, ve gökyüzü, mavi bir parıltıyla kaplandı. Aetherion askerleri, vadinin girişinde belirdi—mavi zırhlı, kılıçları gök büyüsüyle parlıyordu. Önde, Serein Valen, kılıcı elinde, kararlı bir yürüyüşle yaklaşıyordu.
Sylas, hançerini çağırdı, gölgeler, elinde şekillendi. “Hazırlanın,” dedi, sesi soğuk ama kararlı. Lirian, asasını kaldırdı, mavi kalkan oluşturdu. Kael, mekanik kollarını hazırladı, zırhı uğuldu. Nyra, psikik bir dalga gönderdi, askerlerin zihinlerini karıştırdı, ama Serein, etkilenmedi.
“Gölge Büyücüsü,” diye bağırdı Serein, kılıcı bir yay çizdi. “Son şansın. Kitabı ver, ve yaşa.”
Sylas, güldü—acı bir kahkaha. “Yaşamak mı? Senin dünyanda, bir köle olarak?” Gölgeler, ayaklarının altında yükseldi, kampı sardı. Ferrakinler, silahlarını kaldırdı; Insari’ler, psikik dalgalar gönderdi. Umbrael kalıntıları, gölgelerle dans etti.
Savaş, patladı. Aetherion askerleri, mavi enerji oklarıyla saldırdı. Sylas, gölgeleri bir kalkan gibi ördü, okları savuşturdu. Lirian, zincirler çağırdı, askerleri bağladı. Kael, mekanik yumruklarıyla zırhları ezdi. Nyra, sessizce zihinleri karıştırdı, ama Serein, bir fırtına gibi ilerliyordu.
Sylas, şövalyeyle yüzleşti, hançeri, kılıca çarptı. Gölgeler ve gök büyüsü, çarpıştı, vadiyi titretti. “Elyria, seni neyle kandırdı?” diye hırladı Sylas, bir darbe savurdu. Serein, yana sıçradı, mavi kalkanını kaldırdı.
“Kandırmak mı? O, dünyayı kurtaracak. Sen, bir yozlaşmasın.” Serein’in kılıcı, bir enerji dalgası gönderdi, Sylas’ı geriye itti. Kitap, belinde parladı, rünler, zihninde aktı: Mana hatlarını yönlendir. Dengeyi bul.
Sylas, kitabı açtı, gölgeler, vadide bir fırtına gibi yükseldi. Ama Thazarun’un sesi, bir kez daha fısıldadı: “Evet… kullan beni.” Sylas, reddetti, ama güç, kabardı. Gölgeler, Serein’i sardı, şövalyeyi yavaşlattı. Lirian, mavi bir ok gönderdi, Serein’in omzunu sıyırdı. Kael, bir yumruk attı, şövalyeyi yere serdi.
Ama Serein, kalktı, gözleri parlıyordu. “Elyria, her şeyi biliyor,” dedi, ve bir portal açtı. Mavi ışık, onu yuttu, ama askerler, saldırmaya devam etti.
Sylas, gölgeleri zorladı, askerleri yuttu. Kamp, zafer çığlıklarıyla doldu, ama Sylas, nefes nefese durdu. “Bu, sadece başlangıç,” dedi, Lirian’a bakarak. Kız, başını salladı, asası hâlâ parlıyordu.
Kael, yaklaştı. “Doğru. Elyria, geliyor. Ve o, Serein’den daha kötü.”
Nyra, bir vizyon gönderdi: Aetherion Spire, karanlık bir ritüelle parlıyordu. Elyria, mana hatlarını emiyor, Thazarun’u uyandırıyordu.
Sylas, kitabı sıktı. “O zaman, kuleye gidiyoruz. Bu, bitmeli.”
Kamp, bir an sustu, sonra savaşçıların tezahüratı yükseldi. Gölgeler, vadiyi sardı, ve ufukta, mavi bir fırtına yaklaşıyordu.
Yorumlar
(0)Bölüm Nasıldı?
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!