Bölüm 17

Bölüm 17

“Seni kaltak! Ne cüretle o şarabı yüzüme dökersin?! Kim olduğumu biliyor musun?!” Zeke o kadar sinirlenmişti ki, yüzünü silerken Bella’ya küfretti.

“Senin kim olduğun umurumda mı? Sen içkisine alkol katmak isteyen aşağılık bir piçsin!” Bella uzun saçlarını rahatça savurdu. Gözleri baştan çıkarıcıydı.

Zeke, bir kadının kendisine hakaret etmesine çok sinirlendi.

Etraflarında kalabalık olmasaydı, ona tokat atardı.

O sırada, Zeke’nin iki koruması, Bella’yı uzaklaştırmak için Zeke’nin işaretini aldıktan sonra öne çıktı.

Zeke, Bella’yı cezalandırmak istiyordu, daha da iyisi, yatakta.

İki iri koruma öne atıldı ama ıskaladı. Bella sarhoş olmasına rağmen, kas hafızası sayesinde hızlıca kaçtı.

“Çok yavaş.” Bella esnedi.

“Yakalayın onu!” Zeke yüzünü silerken bağırdı.

Koruma görevlilerinden biri ayağa kalktı ve Bella’nın omuzlarını tuttu.

Beklenmedik bir şekilde, başka bir adam Bella’nın önüne dikildi ve koruma görevlisinin kolunu bükerek onu yere devirdi.

Yaklaşık 180 cm boyundaki koruma görevlisi, göz açıp kapayıncaya kadar yere yığıldı.

“Aferin!” Bella hıçkırarak gözlerini kısarak baktı. Güçsüz bedeni geriye doğru eğildi.

Aniden, güçlü bir el onun ince belini tuttu. Adamın yanağına değen sıcak nefesini hissedebiliyordu, bu onu gıdıklıyordu.

“Şey… Sen kimsin? Bana dokunma!” Bella bir an için direndi.

“Anna! Gözlerini aç da kim olduğumu gör.”

Bu kadar soğuk, derin ve büyüleyici bir ses, ona çok tanıdık geliyordu.

Bella’nın kalbi deli gibi atıyordu. Gözlerini yavaşça kaldırdı ve Justin’in acımasız ama çekici gözleriyle karşılaştı.

Adamın gözleri hafifçe kısıldı ve karardı.

Bella’nın alev gibi kırmızı dudakları çok seksi görünüyordu. Eğer masum ve saf geyik gözleri olmasaydı, Justin

onun üç yıldır evli olduğu kadın olan Anna Brown olduğunu tanıyamazdı.

“Anna, sen gerçekten inanılmazsın! Asher Thompson’ın desteği var diye mi bu kadar pervasız davranıyorsun?”

“Evet, ne olmuş yani?”

Bella çenesini kaldırdı ve kibirli bir şekilde baktı. “Gold ailesinden kimseyi sevmiyorum ve onları dövmek istiyorum.

Bir itirazın var mı? Olsa bile umurumda değil!”

Justin onu incitmek için beline daha sıkı sarıldı.

“Ah… Acıyor… Bırak beni…”

Bella, Justin’in kollarında kıvranıyordu. Sarhoş olduğu için sesi yumuşaktı.

Justin ondan etkilenmişti. Gözleri karardı.

“Justin?!” Zeke şok olmuştu.

“Bay Gold, ne demek istiyorsunuz?”

Justin, Zeke’ye soğuk bir bakış attı. “Rose ve ben henüz evli değiliz. Lütfen bana resmi olarak hitap edin.”

Zeke nutku tutuldu.

Bella, “Rose… Ne iğrenç” diye düşündü.

Justin’in Rosalind’e taktığı takma adıdan nefret ediyordu.

Üç yıllık evliliklerinde Justin, Anna’ya hiç takma ad takmamıştı.

Bunu düşündükçe daha da mutsuz oluyordu. Bu pisliğin ona dokunmasındansa düşmeyi tercih edeceği için, onun kollarından kurtulmak için elinden geleni yaptı.

“Ondan özür dile,” diye emretti Justin, Zeke’ye. Ancak gözleri Bella’dan hiç ayrılmadı,

onun iyi olduğundan emin olmak için.

Zeke kızgın bir şekilde, “Bu çılgın kaltak gelip yüzüme şarap döktü! Sebepsiz yere bana saldırdı,

özür dilemesi gereken kişi o!”

“Sözlerine dikkat et!” Justin’in gözleri karardı. “O benim eski karım.”