Bölüm 31
Bölüm 31: On Dördüncü Cinayet – Antropoloji
Sarah Mitchell, Boston Halk Kütüphanesi’nden çıktıktan sonra, Alexander Blackwood’un söylediklerini düşünüyordu. Gerçek kimliği, matematiksel yetenekleri, FBI’ın onu kandırması… Tüm bu bilgiler, onun zihninde sürekli dönüyordu. Üçüncü yüzleşmede öğrendiği gerçekler, onun dünyasını altüst etmişti.
Sabahın erken saatlerinde, Sarah’nın telefonu çaldı. Arayan yine Komiser Rodriguez’di.
“Sarah, on dördüncü cinayet var. Harvard Üniversitesi’nde bir antropoloji profesörü öldürülmüş.”
Sarah hemen hazırlandı ve Harvard kampüsüne gitti. Bu sefer, Profesör Margaret Thompson’ın ofisinde, önceki cinayetlerden çok farklı bir manzara ile karşılaştı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Profesör Thompson’ın vücudu, masasının üzerinde yatıyordu, ancak bu sefer etrafında antropolojik araştırmalar vardı. Duvarlarda, masada, hatta profesörün vücudunun üzerinde bile karmaşık antropolojik formüller, kültür analizleri ve insan davranışları yazılmıştı. Her analiz, Alexander Blackwood’un insan doğasını analiz etmeye çalışıyor gibiydi.
“Bu antropolojik analizler ne anlama geliyor?” dedi Rodriguez, Sarah’nın yanına yaklaşarak.
Sarah dikkatle inceledi. “Bu… bu antropolojik analizler. Ama bu analizler, normal antropolojik analizler değil. Bunlar şifrelenmiş.”
Ajan Davis masanın üzerindeki kağıdı buldu. “Burada da bir not var.”
Kağıdı okudu: “On dördüncü hamle. İnsan doğasının kodunda gerçek gizli. Sarah, artık insan doğasını anlamaya başlıyorsun.”
Sarah notu inceledi. “Aynı yazı. Aynı katil. Ama bu sefer bana özel bir mesaj var. İnsan doğasını anlamaya başlıyorum mu?”
Dr. Park vücudu inceledi. “Ölüm zamanı yaklaşık on sekiz saat önce. Aynı yöntem. Ama bu sefer daha dikkatli bir iş.”
Sarah ofisi dolaştı. “Bu katil, her cinayetinde farklı bir tema kullanıyor. İlk cinayet matematik formülleri, ikinci cinayet geometri, üçüncü cinayet Fibonacci dizisi, dördüncü cinayet şifreleme, beşinci cinayet müzik, altıncı cinayet labirent, yedinci cinayet DNA şifresi, sekizinci cinayet astronomi, dokuzuncu cinayet kimya, onuncu cinayet satranç, on birinci cinayet felsefe, on ikinci cinayet psikoloji, on üçüncü cinayet sosyoloji, on dördüncü cinayet antropoloji. Her tema, onun zihninin farklı bir yönünü gösteriyor. Ama antropoloji… antropoloji en derin olanı.”
Rodriguez başını salladı. “Ama neden antropoloji? Bu bir antropoloji profesörü.”
Sarah düşündü. “Antropoloji, insan doğasını analiz eder. Belki de Alexander Blackwood, insan doğasını anlamaya çalışıyor. Belki de o, neden seri katil olduğunu anlamaya çalışıyor.”
O anda, Sarah’nın dikkatini çeken bir şey oldu. Duvardaki antropolojik analizlerin arasında, küçük bir sembol vardı. Bir insan sembolü.
“Bu insan sembolü ne anlama geliyor?” dedi Sarah.
Rodriguez yaklaştı. “İnsan sembolü mü? Nerede?”
Sarah parmağıyla gösterdi. “Burada. Antropolojik analizlerin arasında gizlenmiş.”
Ajan Davis fotoğraf çekti. “Bu insan sembolü, belki de bir mesaj taşıyor.”
Sarah düşündü. “İnsan sembolü… insan sembolü… belki de bir kişilik. Ya da belki de… bir kimlik.”
“Kişilik mi?”
“Evet. Belki de bu insan sembolü, bir kişiliği temsil ediyor. Belki de Alexander Blackwood’un kişiliğini.”
Rodriguez hızlıca not aldı. “Alexander Blackwood’un kişiliği mi?”
Sarah düşündü. “Evet. Alexander Blackwood’un kişiliği. Onun insan doğasının nasıl çalıştığını gösteren kişiliği.”
Dr. Chen yaklaştı. “Bu çok ilginç bir gözlem, Sarah. İnsan sembolü, gerçekten de kişiliği temsil eder. Belki de Alexander Blackwood, kendi kişiliğinin nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi kişiliğini mi analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklayabilir.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Kişilik analizi nasıl karmaşık yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood, kendi kişiliğinin neden seri katil olduğunu anlamaya çalışıyor. Belki de o, insan doğasının neden şiddete yöneldiğini anlamaya çalışıyor.”
Sarah şaşırdı. “İnsan doğasının şiddete yönelmesi mi? Alexander Blackwood mu?”
“Evet. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de insan doğasının neden şiddete yöneldiğini anlamaya çalışıyor. Ama bu analiz, onu daha da karmaşık yapıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi kişiliğini mi analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu analiz, onu çok karmaşık yapıyor.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. On dört cinayet, on dört farklı matematiksel tema, on dört farklı ipucu. Ama ortak bir bağlantı vardı: Alexander Blackwood’un insan doğası analizi.
O günün akşamında, Sarah FBI ofisinde otururken, antropolojik analizleri tekrar inceledi. Bu analizlerin bir anlamı olmalıydı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Dr. Chen Sarah’nın yanına oturdu. “Sarah, antropolojik analizleri inceledim. Bu analizler, normal antropolojik analizler değil.”
“Ne demek istiyorsun?”
“Bu analizler, şifrelenmiş antropolojik analizler. Her sembol, başka bir sembolle değiştirilmiş.”
Sarah gözlerini açtı. “Şifrelenmiş mi? Nasıl çözebiliriz?”
“Eğer bu analizleri analiz edersek… bunlar belirli bir pattern gösteriyor.”
Sarah düşündü. “Hangi pattern?”
“Eğer bu analizleri çözersek… bunlar bir mesaj yazıyor.”
Sarah şaşırdı. “Mesaj mı? Ne mesajı?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un insan doğasıyla ilgili.”
Sarah’nın kalbi hızlandı. “İnsan doğasıyla mı? Ne söylüyor?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un neden seri katil olduğunu gösteriyor.”
Sarah şaşırdı. “Neden seri katil olduğunu mu?”
“Evet. Ve bu neden… bu neden beklenmedik.”
Sarah düşündü. “Ne demek istiyorsun?”
“Bu neden… bu neden insan doğasının bir parçası. Alexander Blackwood, insan doğasının bir parçası olarak seri katil oldu.”
Sarah’nın yüzü değişti. “İnsan doğasının bir parçası mı? Nasıl?”
“Alexander Blackwood’un kişiliği, insan doğasının bir parçası. Ve bu doğa, onu seri katil yaptı.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O insan doğasının bir parçası.”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O insan doğasının bir ürünü.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? İnsan doğası nasıl seri katil yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un kişiliği, insan doğasının şiddet yönünü temsil ediyor. Belki de o, insan doğasının karanlık yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Karanlık yönü mü?”
“Evet. İnsan doğasının karanlık yönü. Alexander Blackwood, bu karanlık yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, insan doğasının karanlık yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O insan doğasının karanlık yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? İnsan doğasının karanlık yönü nasıl seri katil yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un kişiliği, insan doğasının şiddet yönünü temsil ediyor. Belki de o, insan doğasının yıkıcı yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Yıkıcı yönü mü?”
“Evet. İnsan doğasının yıkıcı yönü. Alexander Blackwood, bu yıkıcı yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, insan doğasının yıkıcı yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O insan doğasının yıkıcı yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten insan doğasının karanlık yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un dosyasını tekrar inceledi. Bu adam, gerçekten insan doğasının yıkıcı yönünü mü temsil ediyordu?
Telefonu çaldı. Arayan Ajan Davis’di.
“Sarah, antropolojik analizlerin analizini tamamladım. Bu analizler, gerçekten şifrelenmiş.”
“Nasıl anlıyorsun?”
“Bu antropolojik analizlerde, normal olmayan pattern’ler var. Bu pattern’ler, doğal değil. Birisi tarafından yapılmış.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, insan doğasının karanlık yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onu seri katil yapmış.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? İnsan doğasının karanlık yönü nasıl seri katil yapar?”
Ajan Davis düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un kişiliği, insan doğasının şiddet yönünü temsil ediyor. Bu şiddet, onu seri katil yapmış.”
Sarah şaşırdı. “Şiddet mi?”
“Evet. İnsan doğasının şiddet yönü. Alexander Blackwood, bu şiddetin bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, insan doğasının şiddet yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu şiddet, onu seri katil yapmış.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Bu çok korkunç.”
“Evet. Ve bu, Alexander Blackwood’un neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O insan doğasının şiddet yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten insan doğasının şiddet yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un çocukluk fotoğrafına baktı. Küçük bir çocuk, masum görünüyordu. Ama bu çocuk, gerçekten insan doğasının şiddet yönünü mü temsil ediyordu?
O anda, Sarah’nın içinde bir acıma duygusu uyandı. Alexander Blackwood, gerçekten insan doğasının şiddet yönünü mü temsil ediyordu? Ama bu, onun suçlarını mazur göstermezdi.
O gece, Boston’un başka bir yerinde, Alexander Blackwood, on beşinci cinayetini planlıyordu. Masasının üzerinde, antropolojik analizlerin çözümü duruyordu.
“Çok güzel oynuyorsun, Sarah,” dedi kendi kendine. “Ama henüz oyunun derinliğini anlamıyorsun. İnsan doğasının karanlık yönünü temsil ediyorum, Sarah. Ama bu, benim seçimim değildi.”
—
Yorumlar
(0)Bölüm Nasıldı?
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!