Bölüm 38

Bölüm 38: Sarah’nın Kararı
Sarah Mitchell, Alexander Blackwood’un planını öğrendikten sonra, kendi kararını vermek zorunda kalıyordu. Gerçek yetenekleri, matematiksel dehası, FBI’ın onu kandırması… Tüm bu bilgiler, onun zihninde sürekli dönüyordu. Alexander Blackwood’un planı hakkında öğrendiği gerçekler, onun dünyasını altüst etmişti.
Dr. Chen, Sarah’nın yanına oturdu. “Sarah, kararını vermen gerekiyor.”
Sarah başını kaldırdı. “Hangi kararımı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah düşündü. “Yeteneklerimi mi? Hangi yeteneklerimi?”
“Senin matematiksel yeteneklerin, Sarah. Senin kod çözme yeteneklerin.”
Sarah şaşırdı. “Kod çözme mi? Hangi kodları?”
“Seri katillerin kodları, Sarah. Sen, seri katillerin bıraktığı kodları çözebiliyordun.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de kod çözebiliyor muydum?”
“Evet. Sen kod çözebiliyordun. Ama bu yetenek, gizlendi.”
Sarah şaşırdı. “Gizlendi mi? Neden?”
“Çünkü bu yetenek, tehlikeliydi. Bu yetenek, seni hedef haline getiriyordu.”
Sarah düşündü. “Yani FBI, beni korumak için mi gizledi?”
“Evet. Ama bu, doğru değildi.”
Sarah düşündü. “Doğru değil mi? Neden?”
“Çünkü sen, kendi yeteneklerini kullanma hakkına sahipsin, Sarah. Sen, gerçeği öğrenme hakkına sahipsin.”
Sarah düşündü. “Gerçeği mi? Hangi gerçeği?”
“Senin gerçek yeteneklerini, Sarah. Senin ne yapabildiğini.”
Sarah şaşırdı. “Ne yapabildiğimi mi? Ben ne yapabiliyordum?”
“Bu kararı kendin vermelisin, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah düşündü. “Hangi kararı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah şaşırdı. “Gerçek yeteneklerimi mi? Benim gerçek yeteneklerim ne?”
“Bu soruyu kendin cevaplamalısın, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten onun yeteneklerini biliyor muydu?
O anda, Sarah’nın aklına bir şey geldi. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de onun yeteneklerini biliyordu. Ama bu yetenekler, gerçekten de var mıydı?
Dr. Chen Sarah’nın omzuna elini koydu. “Sarah, bu çok önemli bir karar. Senin yeteneklerin, çok güçlü.”
Sarah düşündü. “Nasıl açıklıyorsun?”
“Eğer sen, gerçekten de matematiksel bir dehasan, bu yetenek çok güçlü olabilir.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de güçlü müyüm?”
“Evet. Sen güçlüsün. Ama bu güç, gizlendi.”
Sarah düşündü. “Gizlendi mi? Nasıl?”
“FBI, senin anılarını manipüle etti. Senin normal bir çocuk olduğunu söyledi.”
Sarah şaşırdı. “Normal çocuk mu? Ama ben normal değil miydim?”
“Hayır, Sarah. Sen normal değildin. Sen özel bir çocuktun.”
Sarah şaşırdı. “Özel mi? Nasıl?”
“Matematiksel deha. Sen, matematiksel bir dehasın.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de matematiksel bir deha mıydım?”
“Evet. Sen matematiksel bir dehasın. Ama bu yetenek, gizlendi.”
Sarah şaşırdı. “Gizlendi mi? Neden?”
“Çünkü bu yetenek, tehlikeliydi. Bu yetenek, seni hedef haline getiriyordu.”
Sarah düşündü. “Yani FBI, beni korumak için mi gizledi?”
“Evet. Ama bu, doğru değildi.”
Sarah düşündü. “Doğru değil mi? Neden?”
“Çünkü sen, kendi yeteneklerini kullanma hakkına sahipsin, Sarah. Sen, gerçeği öğrenme hakkına sahipsin.”
Sarah düşündü. “Gerçeği mi? Hangi gerçeği?”
“Senin gerçek yeteneklerini, Sarah. Senin ne yapabildiğini.”
Sarah şaşırdı. “Ne yapabildiğimi mi? Ben ne yapabiliyordum?”
“Bu kararı kendin vermelisin, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah düşündü. “Hangi kararı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah şaşırdı. “Gerçek yeteneklerimi mi? Benim gerçek yeteneklerim ne?”
“Bu soruyu kendin cevaplamalısın, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten onun yeteneklerini biliyor muydu?
O anda, Sarah’nın aklına bir şey geldi. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de onun yeteneklerini biliyordu. Ama bu yetenekler, gerçekten de var mıydı?
Ajan Davis Sarah’nın yanına oturdu. “Sarah, kararını vermen gerekiyor.”
Sarah başını kaldırdı. “Hangi kararımı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah düşündü. “Yeteneklerimi mi? Hangi yeteneklerimi?”
“Senin matematiksel yeteneklerin, Sarah. Senin kod çözme yeteneklerin.”
Sarah şaşırdı. “Kod çözme mi? Hangi kodları?”
“Seri katillerin kodları, Sarah. Sen, seri katillerin bıraktığı kodları çözebiliyordun.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de kod çözebiliyor muydum?”
“Evet. Sen kod çözebiliyordun. Ama bu yetenek, gizlendi.”
Sarah şaşırdı. “Gizlendi mi? Neden?”
“Çünkü bu yetenek, tehlikeliydi. Bu yetenek, seni hedef haline getiriyordu.”
Sarah düşündü. “Yani FBI, beni korumak için mi gizledi?”
“Evet. Ama bu, doğru değildi.”
Sarah düşündü. “Doğru değil mi? Neden?”
“Çünkü sen, kendi yeteneklerini kullanma hakkına sahipsin, Sarah. Sen, gerçeği öğrenme hakkına sahipsin.”
Sarah düşündü. “Gerçeği mi? Hangi gerçeği?”
“Senin gerçek yeteneklerini, Sarah. Senin ne yapabildiğini.”
Sarah şaşırdı. “Ne yapabildiğimi mi? Ben ne yapabiliyordum?”
“Bu kararı kendin vermelisin, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah düşündü. “Hangi kararı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah şaşırdı. “Gerçek yeteneklerimi mi? Benim gerçek yeteneklerim ne?”
“Bu soruyu kendin cevaplamalısın, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten onun yeteneklerini biliyor muydu?
O anda, Sarah’nın aklına bir şey geldi. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de onun yeteneklerini biliyordu. Ama bu yetenekler, gerçekten de var mıydı?
Ajan Davis Sarah’nın omzuna elini koydu. “Sarah, bu çok önemli bir karar. Senin yeteneklerin, çok güçlü.”
Sarah düşündü. “Nasıl açıklıyorsun?”
“Eğer sen, gerçekten de matematiksel bir dehasan, bu yetenek çok güçlü olabilir.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de güçlü müyüm?”
“Evet. Sen güçlüsün. Ama bu güç, gizlendi.”
Sarah düşündü. “Gizlendi mi? Nasıl?”
“FBI, senin anılarını manipüle etti. Senin normal bir çocuk olduğunu söyledi.”
Sarah şaşırdı. “Normal çocuk mu? Ama ben normal değil miydim?”
“Hayır, Sarah. Sen normal değildin. Sen özel bir çocuktun.”
Sarah şaşırdı. “Özel mi? Nasıl?”
“Matematiksel deha. Sen, matematiksel bir dehasın.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de matematiksel bir deha mıydım?”
“Evet. Sen matematiksel bir dehasın. Ama bu yetenek, gizlendi.”
Sarah şaşırdı. “Gizlendi mi? Neden?”
“Çünkü bu yetenek, tehlikeliydi. Bu yetenek, seni hedef haline getiriyordu.”
Sarah düşündü. “Yani FBI, beni korumak için mi gizledi?”
“Evet. Ama bu, doğru değildi.”
Sarah düşündü. “Doğru değil mi? Neden?”
“Çünkü sen, kendi yeteneklerini kullanma hakkına sahipsin, Sarah. Sen, gerçeği öğrenme hakkına sahipsin.”
Sarah düşündü. “Gerçeği mi? Hangi gerçeği?”
“Senin gerçek yeteneklerini, Sarah. Senin ne yapabildiğini.”
Sarah şaşırdı. “Ne yapabildiğimi mi? Ben ne yapabiliyordum?”
“Bu kararı kendin vermelisin, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah düşündü. “Hangi kararı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah şaşırdı. “Gerçek yeteneklerimi mi? Benim gerçek yeteneklerim ne?”
“Bu soruyu kendin cevaplamalısın, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten onun yeteneklerini biliyor muydu?
O anda, Sarah’nın aklına bir şey geldi. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de onun yeteneklerini biliyordu. Ama bu yetenekler, gerçekten de var mıydı?
O gece, Sarah otel odasında otururken, kararını düşündü. Yeteneklerini kullanmak mı istiyordu? Gerçek yeteneklerini kullanmak mı istiyordu?
Telefonu çaldı. Arayan Alexander Blackwood’di.
“Merhaba, Sarah. Kararını vermen gerektiğini biliyorum.”
Sarah’nın kalbi hızlandı. “Ne demek istiyorsun?”
“Kararını vermen gerektiğini biliyorum. Ama henüz kararını vermedin.”
Sarah düşündü. “Hangi kararımı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah şaşırdı. “Yeteneklerimi mi? Hangi yeteneklerimi?”
“Senin matematiksel yeteneklerin, Sarah. Senin kod çözme yeteneklerin.”
Sarah düşündü. “Kod çözme mi? Hangi kodları?”
“Seri katillerin kodları, Sarah. Sen, seri katillerin bıraktığı kodları çözebiliyordun.”
Sarah şaşırdı. “Seri katillerin kodlarını mı? Nasıl?”
“Sen, matematiksel analiz yapabiliyordun, Sarah. Sen, karmaşık kodları çözebiliyordun.”
Sarah düşündü. “Yani ben, gerçekten de kod çözebiliyor muydum?”
“Evet, Sarah. Sen kod çözebiliyordun. Ama bu yetenek, gizlendi.”
Sarah şaşırdı. “Gizlendi mi? Neden?”
“Çünkü bu yetenek, tehlikeliydi. Bu yetenek, seni hedef haline getiriyordu.”
Sarah düşündü. “Yani FBI, beni korumak için mi gizledi?”
“Evet, Sarah. FBI seni korumak için gizledi. Ama bu, doğru değildi.”
Sarah düşündü. “Doğru değil mi? Neden?”
“Çünkü sen, kendi yeteneklerini kullanma hakkına sahipsin, Sarah. Sen, gerçeği öğrenme hakkına sahipsin.”
Sarah düşündü. “Gerçeği mi? Hangi gerçeği?”
“Senin gerçek yeteneklerini, Sarah. Senin ne yapabildiğini.”
Sarah şaşırdı. “Ne yapabildiğimi mi? Ben ne yapabiliyordum?”
“Bu kararı kendin vermelisin, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Sarah düşündü. “Hangi kararı?”
“Yeteneklerini kullanma kararını, Sarah. Gerçek yeteneklerini kullanma kararını.”
Sarah şaşırdı. “Gerçek yeteneklerimi mi? Benim gerçek yeteneklerim ne?”
“Bu soruyu kendin cevaplamalısın, Sarah. Bu kararı kendin vermelisin.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten onun yeteneklerini biliyor muydu?
O anda, Sarah’nın aklına bir şey geldi. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de onun yeteneklerini biliyordu. Ama bu yetenekler, gerçekten de var mıydı?
O gece, Sarah kararını verdi. Yeteneklerini kullanmak istiyordu. Gerçek yeteneklerini kullanmak istiyordu.
O gece, Boston’un başka bir yerinde, Alexander Blackwood, Sarah’nın kararını bekliyordu. Masasının üzerinde, Sarah’nın yeteneklerinin detayları duruyordu.
“Çok güzel oynuyorsun, Sarah,” dedi kendi kendine. “Ama henüz oyunun derinliğini anlamıyorsun. Yeteneklerin çok güçlü, Sarah. Ve bu, seni değiştirecek.”
—