Bölüm 48

Bölüm 48: On Sekizinci Cinayet – Biyoloji
Sarah Mitchell, yedinci yüzleşmeden sonra, Alexander Blackwood’un söylediklerini düşünüyordu. Gerçek yetenekleri, matematiksel dehası, FBI’ın onu kandırması… Tüm bu bilgiler, onun zihninde sürekli dönüyordu. Yedinci yüzleşmede öğrendiği gerçekler, onun dünyasını altüst etmişti.
Sabahın erken saatlerinde, Sarah’nın telefonu çaldı. Arayan yine Komiser Rodriguez’di.
“Sarah, on sekizinci cinayet var. Brandeis Üniversitesi’nde bir biyoloji profesörü öldürülmüş.”
Sarah hemen hazırlandı ve Brandeis Üniversitesi kampüsüne gitti. Bu sefer, Profesör Jennifer Adams’ın ofisinde, önceki cinayetlerden çok farklı bir manzara ile karşılaştı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Profesör Adams’ın vücudu, masasının üzerinde yatıyordu, ancak bu sefer etrafında biyolojik araştırmalar vardı. Duvarlarda, masada, hatta profesörün vücudunun üzerinde bile karmaşık biyolojik formüller, hücre analizleri ve genetik hesaplamalar yazılmıştı. Her analiz, Alexander Blackwood’un biyolojik sistemini analiz etmeye çalışıyor gibiydi.
“Bu biyolojik analizler ne anlama geliyor?” dedi Rodriguez, Sarah’nın yanına yaklaşarak.
Sarah dikkatle inceledi. “Bu… bu biyolojik analizler. Ama bu analizler, normal biyolojik analizler değil. Bunlar şifrelenmiş.”
Ajan Davis masanın üzerindeki kağıdı buldu. “Burada da bir not var.”
Kağıdı okudu: “On sekizinci hamle. Biyolojik sistemin kodunda gerçek gizli. Sarah, artık biyolojik sistemin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorsun.”
Sarah notu inceledi. “Aynı yazı. Aynı katil. Ama bu sefer bana özel bir mesaj var. Biyolojik sistemin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorum mu?”
Dr. Park vücudu inceledi. “Ölüm zamanı yaklaşık on sekiz saat önce. Aynı yöntem. Ama bu sefer daha dikkatli bir iş.”
Sarah ofisi dolaştı. “Bu katil, her cinayetinde farklı bir tema kullanıyor. İlk cinayet matematik formülleri, ikinci cinayet geometri, üçüncü cinayet Fibonacci dizisi, dördüncü cinayet şifreleme, beşinci cinayet müzik, altıncı cinayet labirent, yedinci cinayet DNA şifresi, sekizinci cinayet astronomi, dokuzuncu cinayet kimya, onuncu cinayet satranç, on birinci cinayet felsefe, on ikinci cinayet psikoloji, on üçüncü cinayet sosyoloji, on dördüncü cinayet antropoloji, on beşinci cinayet ekonomi, on altıncı cinayet tarih, on yedinci cinayet coğrafya, on sekizinci cinayet biyoloji. Her tema, onun zihninin farklı bir yönünü gösteriyor. Ama biyoloji… biyoloji en temel olanı.”
Rodriguez başını salladı. “Ama neden biyoloji? Bu bir biyoloji profesörü.”
Sarah düşündü. “Biyoloji, yaşamın nasıl çalıştığını analiz eder. Belki de Alexander Blackwood, yaşamın nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor. Belki de o, kendi yaşamını anlamaya çalışıyor.”
O anda, Sarah’nın dikkatini çeken bir şey oldu. Duvardaki biyolojik analizlerin arasında, küçük bir sembol vardı. Bir yaşam sembolü.
“Bu yaşam sembolü ne anlama geliyor?” dedi Sarah.
Rodriguez yaklaştı. “Yaşam sembolü mü? Nerede?”
Sarah parmağıyla gösterdi. “Burada. Biyolojik analizlerin arasında gizlenmiş.”
Ajan Davis fotoğraf çekti. “Bu yaşam sembolü, belki de bir mesaj taşıyor.”
Sarah düşündü. “Yaşam sembolü… yaşam sembolü… belki de bir varoluş. Ya da belki de… bir ölüm.”
“Varoluş mu?”
“Evet. Belki de bu yaşam sembolü, bir varoluşu temsil ediyor. Belki de Alexander Blackwood’un varoluşunu.”
Rodriguez hızlıca not aldı. “Alexander Blackwood’un varoluşu mu?”
Sarah düşündü. “Evet. Alexander Blackwood’un varoluşu. Onun yaşam içindeki yerini.”
Dr. Chen yaklaştı. “Bu çok ilginç bir gözlem, Sarah. Yaşam sembolü, gerçekten de varoluşu temsil eder. Belki de Alexander Blackwood, kendi varoluşunun nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi varoluşunu mu analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklayabilir.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Varoluş analizi nasıl karmaşık yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood, kendi varoluşunun neden seri katil olduğunu anlamaya çalışıyor. Belki de o, biyolojinin neden onu bu yola sürüklediğini anlamaya çalışıyor.”
Sarah şaşırdı. “Biyolojinin sürüklemesi mi? Alexander Blackwood mu?”
“Evet. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de biyolojinin neden onu seri katil yaptığını anlamaya çalışıyor. Ama bu analiz, onu daha da karmaşık yapıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi varoluşunu mu analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu analiz, onu çok karmaşık yapıyor.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. On sekiz cinayet, on sekiz farklı matematiksel tema, on sekiz farklı ipucu. Ama ortak bir bağlantı vardı: Alexander Blackwood’un biyolojik sistem analizi.
O günün akşamında, Sarah FBI ofisinde otururken, biyolojik analizleri tekrar inceledi. Bu analizlerin bir anlamı olmalıydı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Dr. Chen Sarah’nın yanına oturdu. “Sarah, biyolojik analizleri inceledim. Bu analizler, normal biyolojik analizler değil.”
“Ne demek istiyorsun?”
“Bu analizler, şifrelenmiş biyolojik analizler. Her sembol, başka bir sembolle değiştirilmiş.”
Sarah gözlerini açtı. “Şifrelenmiş mi? Nasıl çözebiliriz?”
“Eğer bu analizleri analiz edersek… bunlar belirli bir pattern gösteriyor.”
Sarah düşündü. “Hangi pattern?”
“Eğer bu analizleri çözersek… bunlar bir mesaj yazıyor.”
Sarah şaşırdı. “Mesaj mı? Ne mesajı?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un biyolojik sistemle ilgili.”
Sarah’nın kalbi hızlandı. “Biyolojik sistemle mi? Ne söylüyor?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un neden seri katil olduğunu gösteriyor.”
Sarah şaşırdı. “Neden seri katil olduğunu mu?”
“Evet. Ve bu neden… bu neden beklenmedik.”
Sarah düşündü. “Ne demek istiyorsun?”
“Bu neden… bu neden biyolojik sistemin bir parçası. Alexander Blackwood, biyolojik sistemin bir parçası olarak seri katil oldu.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Biyolojik sistemin bir parçası mı? Nasıl?”
“Alexander Blackwood’un varoluşu, biyolojik sistemin bir parçası. Ve bu sistem, onu seri katil yaptı.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O biyolojik sistemin bir parçası.”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O biyolojik sistemin bir ürünü.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Biyolojik sistem nasıl seri katil yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un varoluşu, biyolojik sistemin karanlık yönünü temsil ediyor. Belki de o, biyolojik sistemin unutulmuş yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Unutulmuş yönü mü?”
“Evet. Biyolojik sistemin unutulmuş yönü. Alexander Blackwood, bu unutulmuş yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, biyolojik sistemin unutulmuş yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O biyolojik sistemin unutulmuş yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Biyolojik sistemin unutulmuş yönü nasıl seri katil yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un varoluşu, biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyor. Belki de o, biyolojik sistemin yok sayılan yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Yok sayılan yönü mü?”
“Evet. Biyolojik sistemin yok sayılan yönü. Alexander Blackwood, bu yok sayılan yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, biyolojik sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O biyolojik sistemin yok sayılan yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten biyolojik sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un dosyasını tekrar inceledi. Bu adam, gerçekten biyolojik sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyordu?
Telefonu çaldı. Arayan Ajan Davis’di.
“Sarah, biyolojik analizlerin analizini tamamladım. Bu analizler, gerçekten şifrelenmiş.”
“Nasıl anlıyorsun?”
“Bu biyolojik analizlerde, normal olmayan pattern’ler var. Bu pattern’ler, doğal değil. Birisi tarafından yapılmış.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, biyolojik sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onu seri katil yapmış.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Biyolojik sistemin yok sayılan yönü nasıl seri katil yapar?”
Ajan Davis düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un varoluşu, biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyor. Bu görmezden gelme, onu seri katil yapmış.”
Sarah şaşırdı. “Görmezden gelme mi?”
“Evet. Biyolojik sistemin görmezden gelmesi. Alexander Blackwood, bu görmezden gelmenin bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu görmezden gelme, onu seri katil yapmış.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Bu çok korkunç.”
“Evet. Ve bu, Alexander Blackwood’un neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un çocukluk fotoğrafına baktı. Küçük bir çocuk, masum görünüyordu. Ama bu çocuk, gerçekten biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu?
O anda, Sarah’nın içinde bir acıma duygusu uyandı. Alexander Blackwood, gerçekten biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu? Ama bu, onun suçlarını mazur göstermezdi.
O gece, Boston’un başka bir yerinde, Alexander Blackwood, on dokuzuncu cinayetini planlıyordu. Masasının üzerinde, biyolojik analizlerin çözümü duruyordu.
“Çok güzel oynuyorsun, Sarah,” dedi kendi kendine. “Ama henüz oyunun derinliğini anlamıyorsun. Biyolojik sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyorum, Sarah. Ama bu, benim seçimim değildi.”
—