Bölüm 52

Bölüm 52: On Dokuzuncu Cinayet – Fizik
Sarah Mitchell, sekizinci yüzleşmeden sonra, Alexander Blackwood’un söylediklerini düşünüyordu. Gerçek yetenekleri, matematiksel dehası, FBI’ın onu kandırması… Tüm bu bilgiler, onun zihninde sürekli dönüyordu. Sekizinci yüzleşmede öğrendiği gerçekler, onun dünyasını altüst etmişti.
Sabahın erken saatlerinde, Sarah’nın telefonu çaldı. Arayan yine Komiser Rodriguez’di.
“Sarah, on dokuzuncu cinayet var. MIT’de bir fizik profesörü öldürülmüş.”
Sarah hemen hazırlandı ve MIT kampüsüne gitti. Bu sefer, Profesör Robert Chen’in ofisinde, önceki cinayetlerden çok farklı bir manzara ile karşılaştı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Profesör Chen’in vücudu, masasının üzerinde yatıyordu, ancak bu sefer etrafında fiziksel araştırmalar vardı. Duvarlarda, masada, hatta profesörün vücudunun üzerinde bile karmaşık fiziksel formüller, kuantum hesaplamaları ve teorik analizler yazılmıştı. Her analiz, Alexander Blackwood’un fiziksel sistemini analiz etmeye çalışıyor gibiydi.
“Bu fiziksel analizler ne anlama geliyor?” dedi Rodriguez, Sarah’nın yanına yaklaşarak.
Sarah dikkatle inceledi. “Bu… bu fiziksel analizler. Ama bu analizler, normal fiziksel analizler değil. Bunlar şifrelenmiş.”
Ajan Davis masanın üzerindeki kağıdı buldu. “Burada da bir not var.”
Kağıdı okudu: “On dokuzuncu hamle. Fiziksel sistemin kodunda gerçek gizli. Sarah, artık fiziksel sistemin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorsun.”
Sarah notu inceledi. “Aynı yazı. Aynı katil. Ama bu sefer bana özel bir mesaj var. Fiziksel sistemin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorum mu?”
Dr. Park vücudu inceledi. “Ölüm zamanı yaklaşık on sekiz saat önce. Aynı yöntem. Ama bu sefer daha dikkatli bir iş.”
Sarah ofisi dolaştı. “Bu katil, her cinayetinde farklı bir tema kullanıyor. İlk cinayet matematik formülleri, ikinci cinayet geometri, üçüncü cinayet Fibonacci dizisi, dördüncü cinayet şifreleme, beşinci cinayet müzik, altıncı cinayet labirent, yedinci cinayet DNA şifresi, sekizinci cinayet astronomi, dokuzuncu cinayet kimya, onuncu cinayet satranç, on birinci cinayet felsefe, on ikinci cinayet psikoloji, on üçüncü cinayet sosyoloji, on dördüncü cinayet antropoloji, on beşinci cinayet ekonomi, on altıncı cinayet tarih, on yedinci cinayet coğrafya, on sekizinci cinayet biyoloji, on dokuzuncu cinayet fizik. Her tema, onun zihninin farklı bir yönünü gösteriyor. Ama fizik… fizik en temel olanı.”
Rodriguez başını salladı. “Ama neden fizik? Bu bir fizik profesörü.”
Sarah düşündü. “Fizik, evrenin nasıl çalıştığını analiz eder. Belki de Alexander Blackwood, evrenin nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor. Belki de o, kendi evrensel yerini anlamaya çalışıyor.”
O anda, Sarah’nın dikkatini çeken bir şey oldu. Duvardaki fiziksel analizlerin arasında, küçük bir sembol vardı. Bir evren sembolü.
“Bu evren sembolü ne anlama geliyor?” dedi Sarah.
Rodriguez yaklaştı. “Evren sembolü mü? Nerede?”
Sarah parmağıyla gösterdi. “Burada. Fiziksel analizlerin arasında gizlenmiş.”
Ajan Davis fotoğraf çekti. “Bu evren sembolü, belki de bir mesaj taşıyor.”
Sarah düşündü. “Evren sembolü… evren sembolü… belki de bir varoluş. Ya da belki de… bir gerçeklik.”
“Varoluş mu?”
“Evet. Belki de bu evren sembolü, bir varoluşu temsil ediyor. Belki de Alexander Blackwood’un varoluşunu.”
Rodriguez hızlıca not aldı. “Alexander Blackwood’un varoluşu mu?”
Sarah düşündü. “Evet. Alexander Blackwood’un varoluşu. Onun evren içindeki yerini.”
Dr. Chen yaklaştı. “Bu çok ilginç bir gözlem, Sarah. Evren sembolü, gerçekten de varoluşu temsil eder. Belki de Alexander Blackwood, kendi varoluşunun nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi varoluşunu mu analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklayabilir.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Varoluş analizi nasıl karmaşık yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood, kendi varoluşunun neden seri katil olduğunu anlamaya çalışıyor. Belki de o, fiziğin neden onu bu yola sürüklediğini anlamaya çalışıyor.”
Sarah şaşırdı. “Fiziğin sürüklemesi mi? Alexander Blackwood mu?”
“Evet. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de fiziğin neden onu seri katil yaptığını anlamaya çalışıyor. Ama bu analiz, onu daha da karmaşık yapıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi varoluşunu mu analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu analiz, onu çok karmaşık yapıyor.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. On dokuz cinayet, on dokuz farklı matematiksel tema, on dokuz farklı ipucu. Ama ortak bir bağlantı vardı: Alexander Blackwood’un fiziksel sistem analizi.
O günün akşamında, Sarah FBI ofisinde otururken, fiziksel analizleri tekrar inceledi. Bu analizlerin bir anlamı olmalıydı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Dr. Chen Sarah’nın yanına oturdu. “Sarah, fiziksel analizleri inceledim. Bu analizler, normal fiziksel analizler değil.”
“Ne demek istiyorsun?”
“Bu analizler, şifrelenmiş fiziksel analizler. Her sembol, başka bir sembolle değiştirilmiş.”
Sarah gözlerini açtı. “Şifrelenmiş mi? Nasıl çözebiliriz?”
“Eğer bu analizleri analiz edersek… bunlar belirli bir pattern gösteriyor.”
Sarah düşündü. “Hangi pattern?”
“Eğer bu analizleri çözersek… bunlar bir mesaj yazıyor.”
Sarah şaşırdı. “Mesaj mı? Ne mesajı?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un fiziksel sistemle ilgili.”
Sarah’nın kalbi hızlandı. “Fiziksel sistemle mi? Ne söylüyor?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un neden seri katil olduğunu gösteriyor.”
Sarah şaşırdı. “Neden seri katil olduğunu mu?”
“Evet. Ve bu neden… bu neden beklenmedik.”
Sarah düşündü. “Ne demek istiyorsun?”
“Bu neden… bu neden fiziksel sistemin bir parçası. Alexander Blackwood, fiziksel sistemin bir parçası olarak seri katil oldu.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Fiziksel sistemin bir parçası mı? Nasıl?”
“Alexander Blackwood’un varoluşu, fiziksel sistemin bir parçası. Ve bu sistem, onu seri katil yaptı.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O fiziksel sistemin bir parçası.”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O fiziksel sistemin bir ürünü.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Fiziksel sistem nasıl seri katil yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un varoluşu, fiziksel sistemin karanlık yönünü temsil ediyor. Belki de o, fiziksel sistemin unutulmuş yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Unutulmuş yönü mü?”
“Evet. Fiziksel sistemin unutulmuş yönü. Alexander Blackwood, bu unutulmuş yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, fiziksel sistemin unutulmuş yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O fiziksel sistemin unutulmuş yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Fiziksel sistemin unutulmuş yönü nasıl seri katil yapar?”
Dr. Chen düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un varoluşu, fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyor. Belki de o, fiziksel sistemin yok sayılan yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Yok sayılan yönü mü?”
“Evet. Fiziksel sistemin yok sayılan yönü. Alexander Blackwood, bu yok sayılan yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, fiziksel sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O fiziksel sistemin yok sayılan yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten fiziksel sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un dosyasını tekrar inceledi. Bu adam, gerçekten fiziksel sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyordu?
Telefonu çaldı. Arayan Ajan Davis’di.
“Sarah, fiziksel analizlerin analizini tamamladım. Bu analizler, gerçekten şifrelenmiş.”
“Nasıl anlıyorsun?”
“Bu fiziksel analizlerde, normal olmayan pattern’ler var. Bu pattern’ler, doğal değil. Birisi tarafından yapılmış.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, fiziksel sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onu seri katil yapmış.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Fiziksel sistemin yok sayılan yönü nasıl seri katil yapar?”
Ajan Davis düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un varoluşu, fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyor. Bu görmezden gelme, onu seri katil yapmış.”
Sarah şaşırdı. “Görmezden gelme mi?”
“Evet. Fiziksel sistemin görmezden gelmesi. Alexander Blackwood, bu görmezden gelmenin bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu görmezden gelme, onu seri katil yapmış.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Bu çok korkunç.”
“Evet. Ve bu, Alexander Blackwood’un neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un çocukluk fotoğrafına baktı. Küçük bir çocuk, masum görünüyordu. Ama bu çocuk, gerçekten fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu?
O anda, Sarah’nın içinde bir acıma duygusu uyandı. Alexander Blackwood, gerçekten fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu? Ama bu, onun suçlarını mazur göstermezdi.
O gece, Boston’un başka bir yerinde, Alexander Blackwood, yirminci cinayetini planlıyordu. Masasının üzerinde, fiziksel analizlerin çözümü duruyordu.
“Çok güzel oynuyorsun, Sarah,” dedi kendi kendine. “Ama henüz oyunun derinliğini anlamıyorsun. Fiziksel sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyorum, Sarah. Ama bu, benim seçimim değildi.”
—