Bölüm 60

Bölüm 60: Yirmi Birinci Cinayet – Bilgisayar Bilimi
Sarah Mitchell, onuncu yüzleşmeden sonra, Alexander Blackwood’un söylediklerini düşünüyordu. Gerçek yetenekleri, matematiksel dehası, FBI’ın onu kandırması… Tüm bu bilgiler, onun zihninde sürekli dönüyordu. Onuncu yüzleşmede öğrendiği gerçekler, onun dünyasını altüst etmişti.
Sabahın erken saatlerinde, Sarah’nın telefonu çaldı. Arayan yine Komiser Rodriguez’di.
“Sarah, yirmi birinci cinayet var. MIT’de bir bilgisayar bilimi profesörü öldürülmüş.”
Sarah hemen hazırlandı ve MIT kampüsüne gitti. Bu sefer, Profesör Jennifer Lee’nin ofisinde, önceki cinayetlerden çok farklı bir manzara ile karşılaştı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Profesör Lee’nin vücudu, masasının üzerinde yatıyordu, ancak bu sefer etrafında bilgisayar bilimi araştırmaları vardı. Duvarlarda, masada, hatta profesörün vücudunun üzerinde bile karmaşık algoritma kodları, programlama analizleri ve teorik hesaplamalar yazılmıştı. Her analiz, Alexander Blackwood’un bilgisayar bilimi sistemini analiz etmeye çalışıyor gibiydi.
“Bu bilgisayar bilimi analizleri ne anlama geliyor?” dedi Rodriguez, Sarah’nın yanına yaklaşarak.
Sarah dikkatle inceledi. “Bu… bu bilgisayar bilimi analizleri. Ama bu analizler, normal bilgisayar bilimi analizleri değil. Bunlar şifrelenmiş.”
Ajan Davis masanın üzerindeki kağıdı buldu. “Burada da bir not var.”
Kağıdı okudu: “Yirmi birinci hamle. Bilgisayar bilimi sistemin kodunda gerçek gizli. Sarah, artık bilgisayar bilimi sistemin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorsun.”
Sarah notu inceledi. “Aynı yazı. Aynı katil. Ama bu sefer bana özel bir mesaj var. Bilgisayar bilimi sistemin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorum mu?”
Dr. Park vücudu inceledi. “Ölüm zamanı yaklaşık on sekiz saat önce. Aynı yöntem. Ama bu sefer daha dikkatli bir iş.”
Sarah ofisi dolaştı. “Bu katil, her cinayetinde farklı bir tema kullanıyor. İlk cinayet matematik formülleri, ikinci cinayet geometri, üçüncü cinayet Fibonacci dizisi, dördüncü cinayet şifreleme, beşinci cinayet müzik, altıncı cinayet labirent, yedinci cinayet DNA şifresi, sekizinci cinayet astronomi, dokuzuncu cinayet kimya, onuncu cinayet satranç, on birinci cinayet felsefe, on ikinci cinayet psikoloji, on üçüncü cinayet sosyoloji, on dördüncü cinayet antropoloji, on beşinci cinayet ekonomi, on altıncı cinayet tarih, on yedinci cinayet coğrafya, on sekizinci cinayet biyoloji, on dokuzuncu cinayet fizik, yirminci cinayet mühendislik, yirmi birinci cinayet bilgisayar bilimi. Her tema, onun zihninin farklı bir yönünü gösteriyor. Ama bilgisayar bilimi… bilgisayar bilimi en dijital olanı.”
Rodriguez başını salladı. “Ama neden bilgisayar bilimi? Bu bir bilgisayar bilimi profesörü.”
Sarah düşündü. “Bilgisayar bilimi, algoritmaların nasıl çalıştığını analiz eder. Belki de Alexander Blackwood, algoritmaların nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor. Belki de o, kendi algoritmik yerini anlamaya çalışıyor.”
O anda, Sarah’nın dikkatini çeken bir şey oldu. Duvardaki bilgisayar bilimi analizlerin arasında, küçük bir sembol vardı. Bir algoritma sembolü.
“Bu algoritma sembolü ne anlama geliyor?” dedi Sarah.
Rodriguez yaklaştı. “Algoritma sembolü mü? Nerede?”
Sarah parmağıyla gösterdi. “Burada. Bilgisayar bilimi analizlerin arasında gizlenmiş.”
Ajan Davis fotoğraf çekti. “Bu algoritma sembolü, belki de bir mesaj taşıyor.”
Sarah düşündü. “Algoritma sembolü… algoritma sembolü… belki de bir program. Ya da belki de… bir kod.”
“Program mı?”
“Evet. Belki de bu algoritma sembolü, bir programı temsil ediyor. Belki de Alexander Blackwood’un programını.”
Rodriguez hızlıca not aldı. “Alexander Blackwood’un programı mı?”
Sarah düşündü. “Evet. Alexander Blackwood’un programı. Onun algoritma içindeki yerini.”
Dr. Lee yaklaştı. “Bu çok ilginç bir gözlem, Sarah. Algoritma sembolü, gerçekten de programı temsil eder. Belki de Alexander Blackwood, kendi programının nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi programını mı analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklayabilir.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Program analizi nasıl karmaşık yapar?”
Dr. Lee düşündü. “Belki de Alexander Blackwood, kendi programının neden seri katil olduğunu anlamaya çalışıyor. Belki de o, bilgisayar biliminin neden onu bu yola sürüklediğini anlamaya çalışıyor.”
Sarah şaşırdı. “Bilgisayar biliminin sürüklemesi mi? Alexander Blackwood mu?”
“Evet. Belki de Alexander Blackwood, gerçekten de bilgisayar biliminin neden onu seri katil yaptığını anlamaya çalışıyor. Ama bu analiz, onu daha da karmaşık yapıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, kendi programını mı analiz ediyor?”
“Evet. Ve bu analiz, onu çok karmaşık yapıyor.”
Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Yirmi bir cinayet, yirmi bir farklı matematiksel tema, yirmi bir farklı ipucu. Ama ortak bir bağlantı vardı: Alexander Blackwood’un bilgisayar bilimi sistem analizi.
O günün akşamında, Sarah FBI ofisinde otururken, bilgisayar bilimi analizleri tekrar inceledi. Bu analizlerin bir anlamı olmalıydı. Alexander Blackwood’un söyledikleri, onun zihninde hala taze idi.
Dr. Lee Sarah’nın yanına oturdu. “Sarah, bilgisayar bilimi analizleri inceledim. Bu analizler, normal bilgisayar bilimi analizleri değil.”
“Ne demek istiyorsun?”
“Bu analizler, şifrelenmiş bilgisayar bilimi analizleri. Her sembol, başka bir sembolle değiştirilmiş.”
Sarah gözlerini açtı. “Şifrelenmiş mi? Nasıl çözebiliriz?”
“Eğer bu analizleri analiz edersek… bunlar belirli bir pattern gösteriyor.”
Sarah düşündü. “Hangi pattern?”
“Eğer bu analizleri çözersek… bunlar bir mesaj yazıyor.”
Sarah şaşırdı. “Mesaj mı? Ne mesajı?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un bilgisayar bilimi sistemle ilgili.”
Sarah’nın kalbi hızlandı. “Bilgisayar bilimi sistemle mi? Ne söylüyor?”
“Bu mesaj… bu mesaj Alexander Blackwood’un neden seri katil olduğunu gösteriyor.”
Sarah şaşırdı. “Neden seri katil olduğunu mu?”
“Evet. Ve bu neden… bu neden beklenmedik.”
Sarah düşündü. “Ne demek istiyorsun?”
“Bu neden… bu neden bilgisayar bilimi sistemin bir parçası. Alexander Blackwood, bilgisayar bilimi sistemin bir parçası olarak seri katil oldu.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Bilgisayar bilimi sistemin bir parçası mı? Nasıl?”
“Alexander Blackwood’un programı, bilgisayar bilimi sistemin bir parçası. Ve bu sistem, onu seri katil yaptı.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O bilgisayar bilimi sistemin bir parçası.”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O bilgisayar bilimi sistemin bir ürünü.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Bilgisayar bilimi sistem nasıl seri katil yapar?”
Dr. Lee düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un programı, bilgisayar bilimi sistemin karanlık yönünü temsil ediyor. Belki de o, bilgisayar bilimi sistemin unutulmuş yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Unutulmuş yönü mü?”
“Evet. Bilgisayar bilimi sistemin unutulmuş yönü. Alexander Blackwood, bu unutulmuş yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, bilgisayar bilimi sistemin unutulmuş yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O bilgisayar bilimi sistemin unutulmuş yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Bilgisayar bilimi sistemin unutulmuş yönü nasıl seri katil yapar?”
Dr. Lee düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un programı, bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyor. Belki de o, bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönünü temsil ediyor.”
Sarah şaşırdı. “Yok sayılan yönü mü?”
“Evet. Bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönü. Alexander Blackwood, bu yok sayılan yönün bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onun neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un dosyasını tekrar inceledi. Bu adam, gerçekten bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyordu?
Telefonu çaldı. Arayan Ajan Davis’di.
“Sarah, bilgisayar bilimi analizlerin analizini tamamladım. Bu analizler, gerçekten şifrelenmiş.”
“Nasıl anlıyorsun?”
“Bu bilgisayar bilimi analizlerde, normal olmayan pattern’ler var. Bu pattern’ler, doğal değil. Birisi tarafından yapılmış.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu, onu seri katil yapmış.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Bilgisayar bilimi sistemin yok sayılan yönü nasıl seri katil yapar?”
Ajan Davis düşündü. “Belki de Alexander Blackwood’un programı, bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyor. Bu görmezden gelme, onu seri katil yapmış.”
Sarah şaşırdı. “Görmezden gelme mi?”
“Evet. Bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelmesi. Alexander Blackwood, bu görmezden gelmenin bir temsilcisi.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyor?”
“Evet. Ve bu görmezden gelme, onu seri katil yapmış.”
Sarah’nın yüzü değişti. “Bu çok korkunç.”
“Evet. Ve bu, Alexander Blackwood’un neden bu kadar karmaşık olduğunu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani Alexander Blackwood, sadece bir seri katil değil. O bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünün temsilcisi.”
“Evet. Ama bu, onun suçlarını mazur göstermez.”
Telefon kapanırken, Sarah masanın üzerindeki dosyalara baktı. Alexander Blackwood’un fotoğrafı, masanın üzerinde duruyordu. Bu adam gerçekten bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu?
O gece, Sarah otel odasında otururken, Alexander Blackwood’un çocukluk fotoğrafına baktı. Küçük bir çocuk, masum görünüyordu. Ama bu çocuk, gerçekten bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu?
O anda, Sarah’nın içinde bir acıma duygusu uyandı. Alexander Blackwood, gerçekten bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü mü temsil ediyordu? Ama bu, onun suçlarını mazur göstermezdi.
O gece, Boston’un başka bir yerinde, Alexander Blackwood, yirmi ikinci cinayetini planlıyordu. Masasının üzerinde, bilgisayar bilimi analizlerin çözümü duruyordu.
“Çok güzel oynuyorsun, Sarah,” dedi kendi kendine. “Ama henüz oyunun derinliğini anlamıyorsun. Bilgisayar bilimi sistemin görmezden gelinen yönünü temsil ediyorum, Sarah. Ama bu, benim seçimim değildi.”
—