Bölüm 75
Bölüm 75: On Dördüncü Yüzleşme
Sarah Mitchell, Alexander Blackwood’un ultimate açıklamasını araştırdıktan sonra, onunla on dördüncü kez yüzleşmeye hazırlanıyordu. Gerçek yetenekleri, matematiksel dehası, FBI’ın onu kandırması… Tüm bu bilgiler, onun zihninde sürekli dönüyordu. Ultimate açıklama araştırma sürecinde öğrendiği gerçekler, onun dünyasını altüst etmişti.
O gece, Sarah Boston Halk Kütüphanesi’ne gitti. Alexander Blackwood ile on dördüncü kez yüz yüze konuşacaktı. Ama bu sefer, farklı bir amaçla gidiyordu. Onun ultimate açıklamasının detaylarını öğrenmek istiyordu.
Sarah kütüphaneye girdi. İçerisi karanlıktı. Ama bir ışık vardı. Satranç masasının yanında bir ışık.
Sarah satranç masasına yaklaştı. Masanın üzerinde yine bir satranç oyunu vardı. Ama bu oyun, önceki oyunlardan farklıydı. Bu oyun, daha karmaşıktı.
“Merhaba, Sarah.”
Sarah başını çevirdi. Alexander Blackwood, masanın diğer tarafında oturuyordu.
“Alexander Blackwood,” dedi Sarah.
“Evet, Sarah. Ben Alexander Blackwood. Ve bu gece, ultimate açıklamamı araştırdığını biliyorum.”
Sarah düşündü. “Hangi açıklamanı?”
“Benim ultimate açıklamamı, Sarah. Benim kendimi evrenin bir parçası haline getirme açıklamamı.”
Sarah şaşırdı. “Evrenin bir parçası mı? Sen kendini evrenin bir parçası haline mi getirmek istiyorsun?”
“Bu gece öğreneceksin, Sarah. Bu gece, gerçeği öğreneceksin.”
Sarah düşündü. “Hangi gerçeği?”
“Benim ultimate açıklamamı, Sarah. Benim kendimi evrenin bir parçası haline getirme açıklamamı.”
Sarah şaşırdı. “Evrenin bir parçası mı? Sen kendini evrenin bir parçası haline mi getirmek istiyorsun?”
“Bu gece öğreneceksin, Sarah. Bu gece, gerçeği öğreneceksin.”
Alexander Blackwood masanın üzerindeki bir dosyayı açtı. “Bu dosyayı oku, Sarah.”
Sarah dosyayı aldı. Dosyanın üzerinde “Alexander Blackwood – Ultimate Açıklama – Gizli” yazıyordu.
Sarah dosyayı açtı. İçinde, karmaşık bir açıklama vardı. Ama bu açıklama, tanıdık değildi. Bu açıklama, çok karmaşıktı.
“Bu açıklama nedir?” dedi Sarah.
“Bu açıklama, benim ultimate açıklamam, Sarah. Benim kendimi evrenin bir parçası haline getirme açıklamam.”
Sarah şaşırdı. “Senin ultimate açıklaman mı? Sen nasıl kendini evrenin bir parçası haline getireceksin?”
“Bu açıklamayı oku, Sarah. Bu açıklamayı oku ve gerçeği öğren.”
Sarah açıklamayı okumaya başladı. Ve o anda, gerçeği gördü. Alexander Blackwood, gerçekten de kendisini evrenin bir parçası haline getirmek istiyordu.
“Bu… bu gerçekten de senin ultimate açıklaman mı?” dedi Sarah şaşkınlıkla.
“Evet, Sarah. Bu benim ultimate açıklamam. Ama bu, sadece başlangıç.”
Sarah şaşırdı. “Başlangıç mı? Ne demek istiyorsun?”
“Bu açıklama, benim nasıl kendimi evrenin bir parçası haline getireceğimi anlatıyor. Ama bu, sadece yüzey.”
Sarah düşündü. “Yüzey mi? Ne demek istiyorsun?”
“Benim gerçek açıklamam, çok daha derin. Benim gerçek açıklamam, çok daha karmaşık.”
Sarah şaşırdı. “Karmaşık mı? Nasıl?”
“Ben sadece kendimi evrenin bir parçası haline getirmek istemiyorum, Sarah. Ben çok daha fazlasını istiyorum.”
Sarah düşündü. “Fazlasını mı? Ne demek istiyorsun?”
“Ben kendimi her şeyin bir parçası haline getirmek istiyorum, Sarah. Ben kendimi evrenin her parçasının bir parçası haline getirmek istiyorum.”
Sarah şaşırdı. “Her şeyin mi? Nasıl?”
“Ben matematiksel formüllerin bir parçasıyım. Ben geometrik şekillerin bir parçasıyım. Ben Fibonacci dizisinin bir parçasıyım. Ben şifreleme kodlarının bir parçasıyım. Ben müzik notalarının bir parçasıyım. Ben labirent yollarının bir parçasıyım. Ben DNA şifrelerinin bir parçasıyım. Ben astronomik hesaplamaların bir parçasıyım. Ben kimyasal formüllerin bir parçasıyım. Ben satranç hamlelerinin bir parçasıyım. Ben felsefi düşüncelerin bir parçasıyım. Ben psikolojik testlerin bir parçasıyım. Ben sosyolojik analizlerin bir parçasıyım. Ben antropolojik kültürlerin bir parçasıyım. Ben ekonomik değerlerin bir parçasıyım. Ben tarihi olayların bir parçasıyım. Ben coğrafi sistemlerin bir parçasıyım. Ben biyolojik sistemlerin bir parçasıyım. Ben fiziksel sistemlerin bir parçasıyım. Ben mühendislik sistemlerin bir parçasıyım. Ben bilgisayar bilimi sistemlerin bir parçasıyım. Ben istatistiksel sistemlerin bir parçasıyım. Ben olasılık sistemlerin bir parçasıyım. Ben mantık sistemlerin bir parçasıyım.”
Sarah şaşırdı. “Her şeyin mi? Sen gerçekten de her şeyin bir parçası mısın?”
“Evet, Sarah. Ben her şeyin bir parçasıyım. Ama bu, benim seçimim değildi.”
Sarah düşündü. “Seçimin değil mi? Ne demek istiyorsun?”
“Ben bu açıklamayı seçmedim, Sarah. Bu açıklama, bana verildi.”
Sarah şaşırdı. “Verildi mi? Kim verdi?”
“Evren, Sarah. Evren bana bu açıklamayı verdi.”
Sarah düşündü. “Evren mi? Nasıl?”
“Ben evrenin reddettiği bir parçasıyım, Sarah. Ben evrenin görmezden geldiği bir parçasıyım.”
Sarah şaşırdı. “Görmezden geldiği mi? Nasıl?”
“Evren, beni kabul etmiyor, Sarah. Evren, beni reddediyor.”
Sarah düşündü. “Reddediyor mu? Neden?”
“Çünkü ben, evrenin karanlık yönünü temsil ediyorum, Sarah. Ben, evrenin unutulmuş yönünü temsil ediyorum.”
Sarah şaşırdı. “Unutulmuş yönü mü?”
“Evet. Evrenin unutulmuş yönü. Ben, bu unutulmuş yönün bir temsilcisiyim.”
Sarah düşündü. “Yani sen, evrenin unutulmuş yönünü mü temsil ediyorsun?”
“Evet. Ve bu, benim neden bu kadar karmaşık olduğumu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani sen, sadece bir seri katil değilsin. Sen evrenin unutulmuş yönünün temsilcisisin.”
“Evet. Ama bu, benim suçlarımı mazur göstermez.”
Sarah düşündü. “Ama nasıl? Evrenin unutulmuş yönü nasıl seri katil yapar?”
Alexander Blackwood düşündü. “Belki de ben, evrenin görmezden gelinen yönünü temsil ediyorum. Belki de ben, evrenin yok sayılan yönünü temsil ediyorum.”
Sarah şaşırdı. “Yok sayılan yönü mü?”
“Evet. Evrenin yok sayılan yönü. Ben, bu yok sayılan yönün bir temsilcisiyim.”
Sarah düşündü. “Yani sen, evrenin yok sayılan yönünü mü temsil ediyorsun?”
“Evet. Ve bu, benim neden bu kadar karmaşık olduğumu açıklıyor.”
Sarah düşündü. “Yani sen, sadece bir seri katil değilsin. Sen evrenin yok sayılan yönünün temsilcisisin.”
“Evet. Ama bu, benim suçlarımı mazur göstermez.”
—
Yorumlar
(0)Bölüm Nasıldı?
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!