Bölüm 86

Bölüm 86

Kılıç Sarayı’nın yanındaki binanın dördüncü katında bulunan bir kafede.

Kafenin bulunduğu bina aynı zamanda Neo Öz Savunma Gücü’nün Kore şubesine de ev sahipliği yapıyor.

Aslında burası daha önce Neo Öz Savunma Gücü tarafından eski Kılıç Kralı Yoon Sejin’i ikna etmek için tasarlanmıştı.

Sözleşme süresi hala geçerli olduğu için muhafaza edilen kafe, Seong Jihan’ı sıkı bir şekilde ele geçirmek için uzun bir aradan sonra yeniden açıldı.

“Tanrıça… işleri çok aceleye getirmiyor muyuz?”

Kafedeki özel bir odanın içinde, Takeda terini silerek konuştu.

Elinde A4 boyutunda, altın renginde parlayan bir kâğıt parçası vardı.

‘Akaşik Sayfa’nın destekleyici armağanı güçlendiren bir özelliği olduğuna inanamıyorum…’

Milyarlarca dolar değerinde olan ve büyük şirketlerin teknolojik ilerlemesi için kullanılan Akaşik Sayfa’nın böyle bir özelliğe sahip olması şaşırtıcıydı.

Tanrıça kadar güçlü olunmadığı sürece, milyarlarca doları destek yeteneklerini geliştirmek yerine teknolojik ilerlemeye yatırmak daha mantıklıydı.

Yine de Takeda sanki gizli bir sırrı keşfetmiş gibi endişeliydi.

“Elden bir şey gelmez. Seong Jihan… Görünüşe göre Büyüm neredeyse tükenmek üzere.”

“Kılıç Kralı bile senin büyüne karşı koyamadı, Tanrıça! Buna inanamıyorum.”

“Bir avatar olmak güçlerimin daha zayıf olduğu anlamına geliyor. Akaşik Sayfa’yı kullansam bile doğru düzgün etki etmedi.”

“Ama geçen sefer başarılı olduğunu söylememiş miydin?”

“Hayır, başarısız oldu. İki gün boyunca benimle iletişime geçmedi. İlk mesajı ben göndermek zorunda kaldım.”

Joo Eunji dişlerini sıktı.

Takeda için sadece iki gün boyunca haber alamamak endişe verici olmayabilirdi ama Joo Eunji için bu kesinlikle kabul edilemez bir durumdu.

Büyü yürürlüğe girdiğinden beri böyle bir olay hiç yaşanmamıştı.

Mesajıma verdiği cevap samimiyetsiz görünüyordu.

[Evet, zaman sizin için uygun mu? Bugün buluşalım mı?]

Büyü altındaki yirmili yaşlarındaki bir adamdan gelen bir mesaj için fazla kuru bir ton. Eğer Büyü düzgün çalışsaydı, bu şekilde cevap vermezdi.

“Bu sefer hamlemi yapmalıyım.

Bir servete mal olsa bile, Büyünün çalıştığından emin olmak için birkaç Akaşik Sayfa kullanmayı planlıyor.

Sonra da onu hızla Japonya’ya götürecektir.

“Akari.”

Joo Eunji bakışlarını kurnazca arkasına kaydırıp bir isim seslendiğinde, tam ninja kıyafetleri giymiş bir kadın gölgesinden fırladı.

Takeda’nın gözleri büyüdü.

“Leydi Akari bile geldi.

Kato Akari.

Japonya’nın Elmas Ligi oyuncuları arasında, ‘Suikastçı’ özel sınıfına geçiş yapmış bir kadın oyuncuydu.

Elmas Ligi’ndeki düşük seviyesi nedeniyle milli takıma seçilemese de, bir suikastçı olarak benzersiz gizliliği ona gerçek dünyada birçok görev verdi.

Ito Shizuru, Kato Akari’nin bir ninja olarak potansiyelini uzun zaman önce fark etmiş ve gücünü Akari’yi sırdaşı yapmak için kullanmıştır.

O zamandan beri Akari, Ito Shizuru’nun sağ kolu olarak çalışıyor ve onun için gizli operasyonları yönetiyor.

“Eğer buradaysanız, ana gövdenin iradesi önemli olmalı.”

“Evet. Tokyo’daki ana gövde Akaşik Sayfalara eşlik etmem için beni görevlendirdi. Ayrıca, işler ters giderse diye Seong Jihan’ı kaçırmamı söyledi.”

“Kaçırmak kolay olmayacak.”

“O en fazla Gümüş Rütbeli bir oyuncu. Incheon Limanı’nda bir gemi de hazır bekliyor.”

Akari çıkardığı Akaşik Sayfaya baktı.

“Şahsen, o eşyayı kullanmak yerine onu yeteneklerimle kaçırmanın daha iyi olacağını düşünüyorum.”

“Hayır, eğer Seong Jihan bir çatışma sırasında çok şiddetli bir şekilde direnirse, planımızın Japonya’ya varmadan önce bile açığa çıkma riski var. İşleri gizlice bitirmek daha iyi olur.”

“Anlaşıldı. İşlerin kötüye gitmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olacağım.”

Joo Eunji başını salladı.

Birkaç Akaşik Sayfa kullanmalarına rağmen başarısız olurlarsa, başka seçenekleri kalmayacaktı.

‘Büyü tam olarak işe yaramasa bile direncini bastırabilirim.

Onu Japonya’ya götürdüklerinde, her şey bitecek.

Ana gövdenin cazibesine karşı koyamayacak.

Kafenin kapısının açılma sesi duyuldu ve Joo Eunji, Takeda ve Akari’ye işaret etti.

Takeda hızla özel odanın duvarının arkasına saklandı ve Akari Shizuru’nun gölgesine geri döndü.

“Aman Tanrım~ Sahip. Burada mısınız?”

Ve Joo Eunji, daha öncekinden farklı bir ses tonuyla Seong Jihan’ı selamladı.

“Güzel bir yer ayırtmışsınız.”

Seong Jihan sakince içeri girdi ve sandalyeyi çeker çekmez oturdu.

Joo Eunji hemen topuğuyla yere iki kez vurdu.

Yere iki kez vurmak Takeda ile önceden ayarladığı bir işaretti.

‘Tanrıçaya inan…!’

Takeda tam saklandığı yerden çıkmak üzereyken,

Buzz!

Joo Eunji’nin masanın üzerine koyduğu akıllı telefon hafifçe titredi.

“Huh…?”

Akıllı telefonda bir mesaj vardı,

[“Seong Jihan BattleTube’da canlı yayına başladı!”]

* * * * *

Seong Jihan, Joo Eunji’nin ona bahsettiği kafeye giderken derin düşüncelere dalmıştı.

“Büyülenmiş gibi davranmaya devam etmek çok zor olabilir, çünkü bu benim uzmanlık alanım değil.”

Joo Eunji’nin önünde büyülenmiş gibi davranabilirdi ama bunu sadece mesajla bile uzun vadede sürdürmesi imkansızdı.

Düzgün hareket edememek yerine, avatardan bir an önce kurtulmak daha iyi olmaz mıydı?

Gerçekten büyülenmediğini ele verirse, Ito Shizuru’nun elleri Seah da dahil olmak üzere etrafındakilere uzanabilir.

“Ama avatardan kurtulmak da sorunlu. Sızmak için başka bir yol bulacaklardır…”

Düşüncelerinde kaybolan Seong Jihan yakındaki bir binaya girdi.

“Oh, bu Seong Jihan…!”

“Burada neler oluyor?”

İçerideki insanlar Seong Jihan’ı görünce mırıldanmaya başladı.

“Vay canına… Şahsen daha da iyi görünüyor!”

“Bay Seong Jihan! İmza alabilir miyim?”

“Um… Sizinle fotoğraf çektirebilir miyim?”

Hatta bazı hayranları ona yaklaşarak imza ve fotoğraf istedi.

‘İnsanlar beni çok tanıyor. Artık yüzümü kapatmaya başlamalı mıyım?

Her zaman evinde olan Seong Jihan, çevrimdışı popülerliğini hiçbir zaman tam anlamıyla hissetmemişti.

Ama gülümseyerek nazikçe yanıt verdi,

“Evet, sorun değil.”

America First günlerinde bıkmadan usanmadan hayran hizmeti yapan Seong Jihan, bu hayatta ilk kez bunu tekrar yapıyordu.

“Jihan! BattleTube’u izlemeye bayılıyorum! Ailem ve ben hep senin saat 12’deki canlı yayınlarını bekliyoruz!”

“Teşekkür ederim.”

“1 milyon aboneye ne zaman ulaşacağını çok merak ediyorum. Durum pencereni sadece bana gösterebilir misin?”

“Haha, bunu yapamam. Sadece biraz daha bekle. Yakında olacak.”

“Vay canına, şahsen daha da harika görünüyorsun…”

“Hmm, yayın sırasında o kadar iyi görünmüyor muydum?”

Seong Jihan sırıtarak sorduğunda, kadın hayran kızardı.

“Hayır, yayın sırasında da harika görünüyordunuz!”

“Teşekkür ederim. Biliyordum, sadece takılıyordum.”

Seong Jihan bu şekilde hayranlarıyla iletişim kurdu.

“Düşündüğümden daha fazla ilgi gördüm.

İnternette bir süper yıldızdı ama çoğunlukla evde oyun oynadığı için popülerliğini pek hissetmemişti.

Önce Amerika’dayken sahip olduğu popülerlik ve ilgi düşünüldüğünde, şu anki durumu önemsiz geliyordu.

Eğer bu kadar ilgi görüyorsa, konuyu kamuoyunun dikkatine sunmanın en iyisi olacağını düşündü.

Ito Shizuru’nun avatarının eylemlerini canlı yayınlamaya karar verdi.

“Herkes, şimdi gitmem gerekiyor. Birazdan canlı yayına başlamam gerekiyor.”

“Gerçekten mi?”

“Bugün bir reklam mı çekiyorsun?”

“Reklam değil. Çok daha heyecanlı bir şey.”

Hayran hizmetine son veren Seong Jihan, Savaş Pazarından bir eşya satın aldı.

[Birinci Şahıs Görüş Paylaşım Bileti]

Bakış açınızı bir videoda paylaşmanızı ve BattleTube’da yayınlamanızı sağlayan bir öğe.

Tek seferlik bir öğedir ve her bilet 30 dakika ile sınırlıdır.

BattleNet’te oyun katılımcılarına temel bir destek olarak sağlanan birinci şahıs görüşü.

‘Birinci Şahıs Görüş Paylaşım Bileti’ bunu gerçek dünyada mümkün kılan bir öğeydi.

Bilet fiyatı 10.000 GP’ydi ve sık kullanılmıyordu, ancak şu anda bir kamera taşıyamayan Seong Jihan için en iyi eşyaydı.

‘Perspektifleri paylaşmanın kamera kullanmaktan farklı bir avantajı var.

Eğer Seong Jihan büyülenirse, izleyiciler Joo Eunji’nin onun bakış açısından görünüşünü paylaşabilirler.

Bu gerçekleşirse, herkes Joo Eunji’nin tehlikesini öğrenmiş olur.

“Aman Tanrım~ Sahibi. Geldiniz mi?”

Joo Eunji kafe odasına girdiğinde Seong Jihan’ı selamladı.

Thud! Thud!

Topuğuyla yere iki kez vurdu.

“Vakit geldi.

Seong Jihan hemen perspektif paylaşım biletini kullandı ve BattleTube yayınını başlattı.

– Ani bir canlı yayın mı?

– Ne? Oyun bugün bitmemiş miydi?

– Evet, saat 12’de bitmesi gerekmiyor muydu?

Beklenmedik gündüz yayınına rağmen izleyiciler Seong Jihan’ın kanalına akın etti.

– Bu Seong Jihan’ın bakış açısından mı?

– Paylaşım biletini mi kullandı? 10 milyon won değerinde olanı mı?

– Öyle görünüyor. Ama neden aniden o pahalı bileti kullandı?

Bu arada, Joo Eunji’nin yüzü…

…Seong Jihan’ın canlı yayına başladığına dair bir bildirim aldığından beri donup kalmıştı.

“Büyülenmemişsin.”

“Öyleymiş gibi davranmaya çalıştım ama mesaj atmayı unuttum. Ito Shizuru.”

“…Aman Tanrım. Ito Shizuru kim? Ben Joo Eunji.”

Seong Jihan’ın sözleri üzerine yüz ifadesini değiştirmeden cevap verdi ve sinsice arkasına baktı.

“Takeda. Başla.”

“Evet!”

Takeda aniden duvardan fırladı ve elinde altın renginde parlayan bir kağıt tutuyordu.

– Ha, Takeda…?

– Neden buradasın?

-Bu kağıt…

-Bu Akaşik Sayfa değil mi?

Akaşik Sayfayı kavrayan Takeda, Seong Jihan’a bağırdı,

“Bay Seong! Hadi duyguları ‘değiş tokuş’ edelim…!”

Destekleyici Hediye, ‘Değişim’.

Takeda, Neo Öz Savunma Gücü’ndeki rolü gereği birçok oyuncuyu işe aldığından, bu onun eşsiz yeteneğiydi.

Tanrıça olarak adlandırdığı Ito Shizuru’yu gördüğünde hissettiği coşkulu duyguları ‘değiş tokuş’ edebiliyordu.

Flaş!

Tam da Akaşik Sayfa Takeda’nın yeteneğini yoğunlaştırmak üzereyken,

“Ver onu.”

Seong Jihan elini uzattı ve Akaşik Sayfa Takeda’nın elinden ona doğru uçtu.

“Ne-Ne?”

Milyarlarca değerindeki Akaşik Sayfa, Gücü sayesinde Seong Jihan’ın avuçlarına zahmetsizce girmek üzereydi ama o anda,

Swoosh!

Joo Eunji’nin gölgesinden bir kadın ninja çıktı ve uçan Akaşik Sayfayı yakaladı.

[Takeda. Sana önceden Akaşik Sayfayı kullanmanı söylemiştim.]

Sonra, dişi ninjanın ağzından Japonca bir şeyler fırladı.

– Huh… bir ninja mı? Bu gerçek Japonca mı?

– Ne dedi o?

– Takeda’yı Akaşik Sayfayı önceden kullanmadığı için azarladı.

– …Neler oluyor?

İzleyiciler devam eden canlı yayının sıradan olmadığını hissettiler.

[Notlar:

TL/N – Akari Japonca konuşuyor, dolayısıyla […] formatı ve sonraki satırlarda izleyicilerdeki gözle görülür kafa karışıklığı].