Bölüm 9
Bölüm 9
Boş, geniş ve parlak bir ova uzanıyordu göz alabildiğine. Ufuk çizgisi, irili ufaklı tepelerle hafifçe yükseliyordu. Rüzgar, bu tepelerin arasından süzülerek uzun otları nazikçe eğiyor, havadaki tozları savuruyordu. Aralardaki küçük gölgeler hayvanların serinlediği alanlara dönüşmüştü. İlk bakışta pastoral, hatta huzurlu sayılabilecek bir manzaraydı bu. Ama manzaranın altı, çok daha karanlık bir gerçeği saklıyordu.
Toprağın altına gizlenmiş yapılar vardı. Yüzeyi morumsu taşlara benzeyen, hafifçe parlayan betonla kaplıydı. Belki onlarca, belki yüzlerce yapı. Hepsi birbirine yakın, neredeyse nefes alamayacak kadar sıkışık. Aralarında yalnızca iki insanın yan yana yürüyebileceği kadar dar koridorlar. Bu yapıların biraz yukarısında, cam duvarlarla çevrili gözlem odaları yükseliyordu. Camların ardında bilim insanları… beyaz önlükleri içinde, kahkahalarla bir şeyler paylaşıyor, aşağıdaki görüntülere bakıp aralarında dalga geçiyorlardı.
Ancak camın ötesinde başka bir gerçeklik vardı. Farklı boyutlarda, şekillerde odalar. Bazıları sadece ileri-geri ışınlanmaya izin veriyordu. Bazıları, hareket etmeye dahi alan tanımayacak kadar dardı. Bazı odalarda iki kişi kalıyordu, bazılarında üç. Bazılarında ise… zamanla çıldırmış edenlilerin, birbirlerine saldırmaya başladığı bir vahşet ortamı. Kimilerinin kolları, ayakları bağlanmış; tamamen bilinçleri yerindeyken deneyler uygulanıyordu.
Ve sonra… kulakları sağır eden bir siren sesi.
Metalik bir çığlık gibi yayıldı havaya. Panik dalgası anında her yere sıçradı. Camın ardındaki bilim insanları hızla geri çekildi. Mor yapıların etrafındaki diğer personel özel bölmelere dağıldı. Koridorlar bir karınca yuvası gibi; dağınık ama korkunç bir düzende boşaltılıyordu.
İki adam kalabalığın tersine yürüyordu. Biri daha genç, yüzü endişe dolu.
“Ne kadar uzağa gitmemiz gerek? Ya… ya bize de bulaşırsa?”
Yanındaki daha yaşlı olan, gözlerini kaçırmadan cevapladı:
“Nullum var. Etkilemez. Ama emin olmak için uzak durmak en iyisi.”
Siren sesi aniden kesildi.
Kısa bir sessizlik. Ardından dört adam hızla bir Nullum odasına yöneldi. Birinin önünde bir el arabası vardı. Üzerlerindeki steril giysiler, her hareketlerinde hışırdıyordu. Solukları yoğundu, adımları ölçülüydü.
Panelin önünde durdular. Kart okutuldu. Kapı ağır ağır açıldı. İçeriden yayılan koku, ilk başta tarif edilemezdi. Loş ışık, karanlığı deldiğinde yerdeki parçalar göründü: dağılmış et, kana bulanmış duvarlar ve ne olduğu anlaşılamayan uzuvlar.
İçlerinden biri elini ağzına götürerek geri çekildi. Diğeri başını eğdi ama bakmayı sürdürdü. Yavaşça, dikkatlice parçaları topladılar. Her biri el arabasına kondu. Sonra o parçalar başka bir odaya götürüldü.
O oda… sessizliğin ve unutulmanın yeriydi.
Kullanılmayan, soğuk bir alan. Vakumlu kapısı hafifçe açıldı. Parçalar tek tek içeri atıldı. Bölme kapandı. Sessizce bir düğmeye basıldı. İçeride bir anda parlak bir alev belirdi. Her şey yanmaya başladı. Hiçbir ses duyulmadı. Dışarıdaki gösterge lambası kırmızıya döndü.
Saat sekiz olduğunda herkes bölgeyi terk etmişti. Elektrik tamamen kesildi. Güvenlik önlemleri devreye girdi. Camlardaki ışıklar söndü. Tüm sistem kapalıydı. Sadece bir şey hariç:
Eden’lilerin nefes almasını sağlayan hava sistemi.
Karanlıkta bir kapı açıldı. Ayak sesleri yankılandı. Elinde fenerle biri aşağıya iniyordu. Gölgede kalan yüzü belli değildi. Merdivenleri yavaşça indi. Kapının önüne geldiğinde durdu. Kartını çıkardı. Nullum’la kaplanmış kapı sessizce açıldı. İçeri girdi.
Koridorda yürürken fenerin ışığı odaların içinden sızan kırmızı ışıkla çatıştı. Loşluk, sessizlik ve ağır adımlar. Bir odanın önünde durdu. Kapıyı açtı.
Oda, en az on kişinin sığabileceği büyüklükteydi. Ama sadece bir kişi vardı.
Duvara yaslanmış, gözleri yarı kapalı.
o kişi Kisaragi’ydi
Gülümsedi. “Sonunda geldin, dostum,” dedi.
Gelen kişi sessizce karşısına oturdu. Kapı arkalarından kapandı.
Gri saçlarına fenerden yansıyan sarı ışık vuruyordu.
-Geçmişten bir sahne
Yemekhane.
Her yer beyaz. Duvarlar, yerler, tavan. Steril, donuk bir beyazlık. Işık bile soğuk yansıyor. Masalar metal, koltuklar yumuşak Beş adam, aynı üniforma içinde.
“Bu kadar çalışıp bu maaşı almak… REZALET.”
“EN AZINDAN YEMEĞİMİZ İYİ HA!”
Sandviçlerden ısırıyorlar. Gözlerinden biri kayıyor: yanlarında, yalnız bir adam. Kafasını kaldırmıyor. Elindeki minik deftere bir şeyler yazıyor.
*6 Ağustos 2025. Buradaki insanlardan nefret eşiğim giderek azalıyor. Keşke hepsi aşağıda olsaydı.*
Fısıltılar arasında adam ayağa kalkar. Defteri cebine koyar. Yavaşça yürür. Koridor… yine beyaz. Sessiz. Ayak sesleri yankılanır.
Bir ofis odasına varır. Kapı açılır. Tek bir masa. Masanın üstünde bir isimlik: **Koichi Taomoka**.
Oturur. Defteri çıkarır. Yeni bir cümle:
*Beyazdan nefret ediyorum.*
Defteri yerine koyduktan sonra
Laptopunu çıkarır. Flash belleği takar. Klavye üzerinde dört sayı:
**1… 2… 3… 4…**
Flash belleğin içinde bir sürü video ve fotograf vardır ve hepsi de ailesiyle yaşadığı anılarıyla doludur
Bir video açar
Sol üst köşede tarih: *27 Aralık 2023.*
Ailesiyle birlikte eşinin doğumgününü kutlamaktadırlar. Aniden altı yaşındaki kızı… turuncuya çalan saçları, yüzünde çiller. Kameraya komik yüzler yapıyor. Yanındaki beşikte, sessiz bir bebek.
Koichinin gülümsemesi kısa sürer. bilgisayarı kapatır ve ardından Koichi saate bakar. 21.00. Ayağa kalkar.Nedeni bilinmez bir şekilde odasından çıkar, karışık odalardan ilerler ve kamera odasına doğru yürür. oda sıradan bir ev kadar büyüktür. Her yerde onlarca televizyon vardır, her televizyonda 1 tane oda gözükür. Koichi ışıkların kapalı olmasına rağmen ekranın ışıklarıyla tamamen aydınlanıyordur..
Birine gözü çarpar, adam bileğindeki bilekliği kokluyor. Karnını tutuyordur Nefesi düzensiz bir şekilde etrafını anlamaya çalışıyor. Daha önce hiç bu kadar karanlıkta kalmamıştı.
Koichinin gözü ardından başka bir kameraya geçer. Sekiz yaşlarında küçük bir kız. Turuncu, örgülü saçlar. Dizlerini karnına çekmiş. Titriyor. Gözleri kocaman. Korku dolu bakışlarla etrafını süzüyor.
Koichi, sandalyeye yaslanır. Ekrana uzun uzun bakar.
Sadece küçük kızın neden orada olduğunu anlayamadan şaşkınlık ve hüzünle ekrana bakmaktadır.
Yorumlar
(0)Bölüm Nasıldı?
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!